tag:blogger.com,1999:blog-31598020132470460832024-03-14T13:17:24.621+03:00"writing to reach you""Bazen bakmak hiçbir şeydir anlamak istemedikçe" Reddmalumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.comBlogger1474125tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-83732295110907557972024-01-06T20:04:00.004+03:002024-01-06T20:04:57.097+03:00ama baktım sen rüzgarsın sevgilim"<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">Rüyalarımı hatırlayamasam da,
bazı sabahlar uykumun benim için bıraktığı ipuçlarını buluyorum. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">Uzun zamandır ne bir dizi ne de bir
film izledim. Buna karşılık 2 gündür, zihnimde "hepimizin derdi güzel
yaşlanmak sevgilim" satırları dolanıyordu. İşe Yarar Bir Şey'i izlediğim
zamanı da, içimde yarattığı duyguyu da güzel bir pakette ruhumda taşıyorum.
Barış Bıçakçı'nın Bir Kitabın Sayfaları'nı da aynı özenle zihnime attığımın ise
pek farkında değilmişim. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">Önce satırlara, sonra filmdeki
sahneye gittim. Şimdi itina ile aşağıdaki mısraları mırıldanıyorum. Barış
Bıçakçı’nın öylesine bir şey der gibi, zihnime çentik atmasına da hiç beklemediğim
bir anda hafızamın benimle oyun oynamasına da bayılıyorum. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">2023’ü değerlendirmeden, hisli hadiselerle
başladık 2024’e… Endişeyi, öfkeyi söze dökerken, geri kalan iyileri yazıya
dökmeyi tercih ediyorum. Bir de kimselerin okumaması en güzel özgürlüğüm..Şu
yaşımda halen birilerinin düşüncelerini dert etmek de benim ayıbım.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">Zihnimin bana oyunu, size vesile
olsun. Halen izlemediyseniz İşe yarar Bir şey’e lütfen zamanınızı ve de
zihninizi verin…sonra gelin burada filmi övmeye devam edelim. Başak Köklükaya'nın ne kadar ve de ne kadar karizmatik olduğunu da yüksek yüksek vurgular ile konuşalım. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;"><br /></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/Ck3qsT0aOcQ" width="320" youtube-src-id="Ck3qsT0aOcQ"></iframe></div><br /><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><br /></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">Ama baktım sen rüzgarsın sevgilim,
kitapları bir başından bir sonundan okuyorsun. başucumda bir bardak su, beni
başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;"> </span></p><p align="center" class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt;">baktım rüzgarsın sen<br />
baktım çamaşır ipini zorluyorsun<br />
hepimizin derdi güzel yaşlanmak sevgilim<br />
baktım bir kitabın sayfalarını çeviriyorsun<br />
ayağına terlik giy<br />
bildiğimiz şeylerin taşında yalınayak geziyorsun<br />
<br />
biz satranç oyuncusuyuz sevgilim<br />
üzerimizde kara bir leke biz satranç oyuncusuyuz<br />
inanmıyoruz ceketlere düğmelere<br />
inanmıyoruz takvimleri savurarak gelen geleceğe<br />
işte yitirdik bütün taşlarımızı darmadağınık oyun tahtası<br />
bir tek şahımız duruyor sevgilim, o da evli, iki çocuk babası<br />
<br />
kelimeler önümüze çıkıyor sevgilim<br />
uykumuzu bölüyor buradan çocukluğumuza kadar<br />
buradan çocukluğumuza kadar bir telaş<br />
içi boş kuşları kovalıyoruz ve bir sebep arıyoruz<br />
herkese küsmek için<br />
hemen o cumartesi buluyoruz, hemen o pazar<br />
<br />
yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar<br />
bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan<br />
ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim, biraz da kekik toplayalım<br />
kıymetini bilmediğimiz şeyler var<br />
<br />
yaşamak bir at gibi huysuzlanıyor kapımızda sevgilim<br />
geçen günlere üzüldük tamam yola düşelim<br />
düşünelim: başka günlerin duvarı daha sağlam<br />
düşünelim: başka günlerin sokağı daha neşeli<br />
başka evlerin kadınları erkekleri tam bir kahraman<br />
tül perdeler uçuşurken başka evlerin pencerelerinde<br />
bizi bir kitabın sayfaları arasında kurutuyor zaman<br />
<br />
ama baktım sen rüzgârsın sevgilim<br />
kitapları bir başından bir sonundan okuyorsun<br />
başucunda bir bardak su<br />
beni başucumda bir bardak su gibi avutuyorsun<o:p></o:p></span></p><p>
</p><p class="MsoNormal"><span style="font-family: "Times New Roman", serif; font-size: 13.5pt; line-height: 107%;"> </span></p><p><br /></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-84843009459773884642023-11-19T14:19:00.001+03:002023-11-19T14:23:30.550+03:00"değer verip meğer deyip ederler içinde kederlenip"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy-jHYBtokYwFOkgFVGW4oooFvde6xzEnCD_i7QeN20laHTcttjW7mY432vGq7_d4-tf5CPX3ylLxhnDKwVzU4hb0lFWb7F9hXobj_wFhFo4H9buB__KngLxLFUaSg3nZPKrQAPNcNF4ZstUElGzl_xA2jGn3K1oEyoqq-eNyXiYQCnKxeTJNG9cP3rcSJ/s4032/IMG_2850.jpeg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4032" data-original-width="3024" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgy-jHYBtokYwFOkgFVGW4oooFvde6xzEnCD_i7QeN20laHTcttjW7mY432vGq7_d4-tf5CPX3ylLxhnDKwVzU4hb0lFWb7F9hXobj_wFhFo4H9buB__KngLxLFUaSg3nZPKrQAPNcNF4ZstUElGzl_xA2jGn3K1oEyoqq-eNyXiYQCnKxeTJNG9cP3rcSJ/s320/IMG_2850.jpeg" width="240" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p><p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Spotify’ın söylemesine
gerek yok.. 2023’ümün soundtrack’inde Ege Çubukçu’nun hakimiyeti var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Birini birdenbire sevmek
ne kadar büyüleyici ise; kısık ateşte sevmek ise bir o kadar sahici geliyor
bana. Ben de Ege Bey’i sevme niyetleri olmaksızın adım adım sever buldum
kendimi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">En önemlisi de, sadece
şarkılarını değil, hayata dair bakış açısını da; ruhuma iyi gelen yorumlarını
da yazılarını da sever oldum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Geç keşiflerin en güzel
yanı, eskilerinyenileşmesi.. Birçok kişinin sevip, belki de sıkıldığı şarkılara
yepyeni hevesler ile sarıldım. Her şarkının her kitabın kendi zamanı var. Benim
de Ege şarkılarımın yıllara birer ikişer yayılmışken; 2023’de doldu taştı... Hepsi
bir dönemle ilişkilendi hafızamda…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kitapların satılarını çizer
gibi, sözler cımbızlayacağım biraz size.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=OzoCNz9f3ds">Rüzgar</a> mesela; modern
zamanlarda tüm ilişkilenemeyenler adına marş olabilecek güzellikte. dinlediğim sayısız kez içinde, bir an var ki muhtemelen 2023 adına hep zihnimde kalacak. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Kaçmak</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Senin olayın zora düşüp kaçmak</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Kolayına kaçıp doyasıya aşk yap</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Ayağıma bağlayıp ağır taşlar</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Okyanusa it bırak</span></div><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Hiçbir şey yerinde durmuyor eskisi
gibi...</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">İsterdim eskisi gibi olsun</span></div><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Çizgiler bulanıyor</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Dizginler tutamıyor</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Bilsinler utanmıyorum</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Ders aldım mı?</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Hiç sanmıyorum</span></div><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;">Modern zamanlarda aşk mı kaldı?<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Azaldıkça promil</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Uzaklaşır profil (flu)</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Konuşmayız aynı dili (dur)</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Yaşıyoruz ayrı trip</span></div><o:p></o:p></span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=qC9MYItwA_g">Kanatlanıp Uçacaksın,</a> buraya
yazmaya henüz fırsat bulamadığım ama illaki yazmak istediğim; İstanbul maratonu
günümün soundtrack’i ki, o gün sözleri gelip buldu beni. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman"; mso-fareast-language: TR; mso-font-kerning: 0pt; mso-ligatures: none;"><o:p> </o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Atlattığın badireler ile fark attığın</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Azmine gelir başarı</span></div>
<span style="background: white;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">İstemekten korkma sakın düşünme sonucunu</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Tam bitti gücüm derken kalkar yine boğuşurum</span></div>
<span style="background: white;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Bu benim dizaynım demedim mi</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Sana yolumuz aynı yüzüyoruz akıntılara karşı</span></div>
<span style="background: white;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Bu bizim özgürlük marşımız</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Çekinme farklı olmaktan</span></div>
</span><p></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal;"></p><div style="text-align: center;"><span style="color: #202124; font-size: 12pt;">Şimdi kalk ayağa ve haykır yaşamak güzel</span></div><span style="color: #202124; font-size: 12pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Her zorluğa rağmen</span></div>
<span style="background: white;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Yağmurun ardından gelen güneşin çocukları</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Biz umudun çocukları</span></div>
<span style="background: white;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">Hazırsan aç kolları, çalıştır kanatları</span></div><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;"><br /></span></div></span></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Adı Yok’un hepsinden
başka… Kendisi sayesinde tanıdım Ege Çubukçu’yu ve bence büyük şaheser.. Başka
bir şekilde sevmekteyim. Bir başka yazıda ele almam gerek diye düşünüyorum.
Özellikle dünkü konserde paralelde yayınladığı videonun da etkisi ile. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Spotify’ın mı
keşfetmenin güzelliği mi bilemiyorum da; bazı sözleri duyma vaktinizi AI sizden
daha net hissediyor diye düşünüyorum. Dün konsere giderken, <a href="https://www.youtube.com/watch?v=LdG08ZHdSE4">Era</a> tam da böyle
bir hisle girdi zihnime. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Tam anlamıyla, son
dönemdeki hissimi dile getiren bu şarkı da, konser günümün şarkısı oldu. Yola
devam edebilmek bazen epey zor olsa da, ayrışmanın başkalaşmanın bu kadar güzel
ifade edildiği bir şarkı olması, can simidi gibi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Hava depresif, ruhum
poşetten hallice ama yine de müzik oldukça umut olacak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="color: #333333; font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Kendi Era’mda
devrimimde, biraz mahvolucam belli ki, ama sonra toparlarım, bir şekilde ben
hep toparlarım diye kendimi kandırıyor, kendi ninninizi bir yerlerde bulabilmenizi
tüm kalbimle diliyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span style="line-height: 107%;"><br /></span></p><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgarla dans
ediyorum</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir kaset gibi sessiz ve çok
yorgunum</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgarla dans
ediyorum</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir kaset gibiyim...</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">duvarlarımda dört dönüyorum</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">belki dünya düz... bildiğin her şey yalan</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">belki dönüyor aynı kafam gibi; kaskatı</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">çat kapı, davetsiz bir afet, ucuz bir roman</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">odaya dolup gidiyor</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">o, kolaya kaçıp geliyor</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">söyle yine mi eriyor dünya?</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">maymunlar gibi yaşarken cehennemi</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">bir parti evinde,</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">devamı çekilen bir film; elim belinde</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">umurumda değil, cevapsız kalsın daha iyi</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">nasılsa yeni, deli sorular gelir</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">değer verip meğer deyip ederler içinde kederlenip</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">dinlerdik sebeplenip içerken... beyaz gelin</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">aktıkça içten derin gerilir davul gibi, akar beyin</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">sanki senin değil...</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">yaşarken bildiğin her şeyin bir hayal ürünü olduğu
öğrendiğin</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">era, bir evre, bir evrim, bir devrim, bir kendim</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">yarattım dünyayı, dizaynı, siz aynı hayatı yaşarken</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">ben hareket etmekteyim</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">gözümü her kapattığımda başka bir memleketteyim</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">çayımı demlemekte, kendimi dinlemekteyim</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">süper bir güç mü lazım sana? kaybol ortadan</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">kimselere sormadan</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">arkana bakmadan</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">yerinden kalkmadan</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">yollar senin</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">yıllar seni yollar geri...</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgarla dans
ediyorum</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir kaset gibi sessiz ve çok
yorgunum</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir poşet gibi rüzgarla dans
ediyorum</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">son zamanlarımda boş bir kaset gibiyim...</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">sahne tozunu yutmuş bir aktör, bir aktris gibi
çevremde rolünü kabullenmiş bir</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">ton artist var!</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">her yerde sahte gülüş</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">herkeste maske</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">bir tek ben miyim kafeste?</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">samimi olana dek, bulamam sana bir renk</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">kalırım yine de tek, rakı gibi sek</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">yanımda köstek, önümde tümsek</span></div></span><div style="color: #333333; font-size: 12pt; text-align: center;"><span style="background-color: white; font-size: 12pt;">yok ettim tek, tek</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">çemberimi daraltmakla başladım</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="color: #333333;"><br /></span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">hissettiğim ağırlığını eteğindeki taşların</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">zor zamanlarımda kuma gömülen başların</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">kendileriyle övünen aşkları</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">dünya dönerken yavaşladım</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">elini bulaştırmaktan korkma; kirlenmek güzel...</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">temiz kalmak da bazen kirli bir düzen</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">alamayıp kana bulamayı, her şey mubah mı dersin?</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">arada derede yaşadığın hayat mı verdi dersi?</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">ateşli bir sohbetin içinde bulduk kendimizi</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">dinlerken derdimizin kirli anılarında kaybolduk</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">yakışmaz ki beni dinleyene “fan-boy”luk</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">kral benim diyen karakter hala toyluk evresinde</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">benim içinse yeni bir era, bir evre, bir evrim,
bir devrim, bir kendim</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">yarattım dünyayı, dizaynı, siz aynı hayatı
yaşarken arındım</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">hakanım gibi kendime sarıldım;</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">sarıldım kendime</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">sarıldım kendime</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">bükemediler belimi</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">uzattım yine de elimi</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">içimdeki gerilimin sebebi</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">bu şehrin delileri</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">dev aynasında yaşar birileri</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">zarar verir</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">en çok da zihni sinir yargılardan zarar gelir...</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">bizimse karnımız tok</span></div></span><div style="text-align: center;"><span style="background-color: white; color: #333333; font-size: 12pt;">oyun zamanımız yok</span></div>
<span style="background: white; color: #333333; font-size: 12pt;"><div style="text-align: center;"><span style="font-size: 12pt;">yola devam!</span></div></span><p></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-6689606133014489802023-09-01T10:31:00.002+03:002023-09-01T10:31:18.087+03:00"Bariz telaşım saydam yaralarımla"<p> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMVO1Tl7ge-3tV8elOGd1JNcdYzzUHux1ZCAaLBfztopHB2GTCRimRgegqGKkQNFaqZ4-UwJarBJneUtj8grIMGpw95kBCuhtHt5uH3bUP_AYUyoVFdOjlUwv9D8E3HPY9CjgaBwAf-XMl3FwbW9UwAG03GS6ARnk_8UftMhfDE_lTg_4E0aAUIEEmK5TY/s4032/20230828_073252.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMVO1Tl7ge-3tV8elOGd1JNcdYzzUHux1ZCAaLBfztopHB2GTCRimRgegqGKkQNFaqZ4-UwJarBJneUtj8grIMGpw95kBCuhtHt5uH3bUP_AYUyoVFdOjlUwv9D8E3HPY9CjgaBwAf-XMl3FwbW9UwAG03GS6ARnk_8UftMhfDE_lTg_4E0aAUIEEmK5TY/s320/20230828_073252.jpg" width="320" /></a></p><p class="MsoNormal">Benim için yazın bitmesi, her şeyden öte günlerin kısalması
demek ki, en büyük hüznü tam da bu sebeple yaşıyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Elif Key son yazılarının birinde, Ağustos’un en güzel yanı
Eylül’e yaklaşması dese de, kendisi ile burada yollarımız ayrışıyor. Ağustos’un
koşturmacasından sonra Eylül herkes adına sakinlik demek olsa da, benim tarafım
aslen belli. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Vefakat bu sene Eylül’e dair beklentilerim, Ağustos’tan katbekat
fazla.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Nerede ise yılın başından itibaren hayatımın merkezine
oturan keyifsizlik duygusu ile pek güzel kayboldum. Tat ve koku derken, aslında
tam anlamıyla yönümü kaybettim. Neyi neden yaptığıma dair en ufak bir fikrim
yok. Bir şeyleri akışına bırakmak ile, nereye neden gittiğini bilmemek kanımca
aynı şey değil ve ben yaptıklarımı salt deneyim adı altında nitelendirip, günü
geçirmeye de pek alışık olmadığım için de halimden de pek memnun olduğum
söylenemez. (yeni bir elbisenin verdiği o tedirginlik)<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama işte bugün Wilhelm Genazino’nun kitabından aşağıdaki
satırları görüp, derin bir nefes aldım. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">“Yapacağım şeyin ne olup ne olmadığını günün birinde daha
iyi biliyor olurdum. O zamana kadar vaktimi çarçur etme ve geçen zaman boyunca
kendime kulak verme cesaretini göstermem gerekiyordu”<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Teselli olarak değil de, belki de o karara varabilmek adına,
bu çarçur edilecek süreye de ihtiyacım varmış demekten öte de bir şey
yapamıyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve artık bu sürükleniş son bulsun diye de Eylül’e büyük
anlamlar yüklüyorum. Öncelikle 2 kere düşünmeyi, kendime neden ve ne için
sorularını sormayı, yıllardır diledikçe artan kalabalığımdan sıyrılmayı, boş
yere vakit öldürmelere dur demeyi temenni/ niyet ediyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İnsan sevmiyorum derken, her insanın vicdani yükünü
taşımaktan ziyadesi ile yorulduğum için, bu yaşta bu olgunlaşmamışlık, bu
delilik yazıktır diye karamsarlaştığım için de az ve öz ile ilerlemeyi ruh
yorgunluğum adına daha sağlıklı buluyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendi işlerimi yoluna koyar koymaz da, sosyolojik dertlere
el atmak adına yine burada fikirlerimi uçuşturacağım. Çünkü gördüğüm herkes
boşluk, anlamsızlık ve kısmen de tükenmişlik buhranına girmiş. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ne haliniz varsa görün de denebilir ama içimde herkese
yardım etmeye meraklı bir hevesli olduğu için, kamu spotu olarak bir yazı da
yazmayı deneyeceğim. <o:p></o:p></p><p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> </div>ps. başlık şarkısı Fikri Karayel ve Yol<p></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-85124183791071980682023-08-10T16:47:00.003+03:002023-08-10T16:47:39.725+03:00"ölüyorum anlasana"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPkU1DGd772-Qs4_A3F-15YYkbiwNXYtkSbz5xmGce9PZCUktFvHgDQ6-dV1I2Qc1KrUQ30ZLViLd5HywyUZ-WidFcvSIQ_ijRXO0yY0Kfgn-VF5sWyw9Q6jemt-ACadILjRbUJUb-n7JQeBBmTD2UNu__i3bsfdCIMJDv1HN-H4mYz59CP0wVbrVHz77I/s1600/IMG-20230807-WA0000.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="1600" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPkU1DGd772-Qs4_A3F-15YYkbiwNXYtkSbz5xmGce9PZCUktFvHgDQ6-dV1I2Qc1KrUQ30ZLViLd5HywyUZ-WidFcvSIQ_ijRXO0yY0Kfgn-VF5sWyw9Q6jemt-ACadILjRbUJUb-n7JQeBBmTD2UNu__i3bsfdCIMJDv1HN-H4mYz59CP0wVbrVHz77I/s320/IMG-20230807-WA0000.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal">Eskiden beri inatla okuyanlar (neden ve niçinlerini
anlamasam da, benden onlara derin duygular) <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bilir ki; hobi olarak itina ile ev
değiştiriyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Genelde iş değiştirmekten bahsedip, onu da bir türlü
değiştiremiyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Aslan burcu olarak, sabitliğin kitabını yazmışken, bir
rüzgarla dönüşüp değişikliklere ayak uydurabildiğim için de kendimle gurur
duyuyor(D)um. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Vefakat benim de sınırlarım bir yere kadarmış, her şey fazla
mı birdenbire oluyor diye, bugün isyanımı kayda geçirmek adına yazıyorum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">İş değiştiremesem de, ofisim değişti (her yıl için, illa bir
taşınmam olmalı çünkü) ofis değişince itina ile ördüğüm spor üçgenim de sekteye
uğrayacak ki, benimla sabahın 6’sında ders yapacak deliyi bulmak en zorlandığım
şey. Kaldıki, bırakabilmeyi başaramadığım için şu an yazı ile üç spor hocası
ile çalışıyorum, yeniyi eklerken, eskiyi silemiyorum, 4’ü bulunca ne yapacağımı
hiç tahmin edemiyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">En yakın arkadaşım zaten Şubat itibari ile gurbetlere gitti,
onun yokluğu ile halen pek yüzleşmiyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Evimin yarısı olarak kullandığım arabamla da kendisini epey hırpaladığım
ilişkimiz sonucunda, derin bir bağ kurmuştum, onun da değişimi bu döneme denk
geldi. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve aslında iyi idare ediyorum derken, bu kadar değişim bana
biraz fazla geldi. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Böyle zamanlarda ruhuma en çok fayda sağlayacak terapistim
durur mu, o da başka şehre taşındı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendisine, yeni hayat düzenini oturturken, incir tırnağını
dolduracak dertlerimle de boğmamak adına içime içime konuşuyor ya da buralara
dökülüyorum. Bu nedenle Aşk-ı Memnu’da Bihter’in annesine söylemesi ile meşhur
olan ama aslında bir Nazan Öncel şarkısı olan Ölüyorum Anlasana repliği
beynimde çalıp duruyor… <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Kendi kendime teskin de bir üst tura çıktığım için de, Engin
Geçtan’ın Life is a series of seperation lafı beynimde yankılanıyor… Hay ben bu
olgunluğun, hay ben bu aklıselim olmanın diyerek yine kendime söylüyorum da laf
dinlemiyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-87069433847089199132023-08-03T10:11:00.002+03:002023-08-03T10:11:32.698+03:00"this could be the saddest dusk i've ever seen, turn to a miracle<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfe8UrJpuJewUXG9H-tbubv-RO75yvgPHRuQQRyvgcWT9DJ4k6Vmx-rIE4so_6Ue0O0zvVJHpe-Gf5bSDQS5hgOb8MelFs7FyxZKu1S9tEVetqPuxuTok04ttpQYeQGEJcEEffcl6N_dnTZQr5tMcy-abeZn-HNSxKwSD8lDeTglpAxAtHJgG9GEuDMsTB/s1100/THEBEAR2010717R-a8778fe.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="733" data-original-width="1100" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgfe8UrJpuJewUXG9H-tbubv-RO75yvgPHRuQQRyvgcWT9DJ4k6Vmx-rIE4so_6Ue0O0zvVJHpe-Gf5bSDQS5hgOb8MelFs7FyxZKu1S9tEVetqPuxuTok04ttpQYeQGEJcEEffcl6N_dnTZQr5tMcy-abeZn-HNSxKwSD8lDeTglpAxAtHJgG9GEuDMsTB/s320/THEBEAR2010717R-a8778fe.webp" width="320" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">The
Bear’in ilk sezonunu nasıl ve neden izlemeye başladığıma dair hiçbir fikrim
yok. O dört duvar içindeki kaos’da bir şeyleri çok özümsemiş ve bir çırpıda
bitirmiştim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">2.
Sezonu– diziden bağımsız, kendi bağlamımda- hafızamda daha anlamlı bir yer
edindi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">2.
sezon her karaktere dair hikayelere yer verirken, kaosun bir ailenin genetiğine
nasıl işlediğini ve de nasıl normalleştirdiğini çok güzel gösteriyor. Sürekli
birarada olmanın aslında yakınlık olmadığını, bakım vermenin de ilgiyi kabul
edebilmenin de ayrı maharetler olduğunu çok güzel anlatıyor dizi size. Her
karakterin başkalaşmasını Carmy’nin o masum köpek gibi bakan gözleri ile izledim
ve galiba en çok da kaostan uzak marcus’u sevdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Dizinin
ilk sezonunu yeniden izlesem mi derken; dizinin ikinci sezonuna dair muhteşem
bir analize denk geldim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Diziden
bağımsız, bakımverenle ilişkimize dair öyle iyi tespitler var ki, bunları
hissetsem bile böyle anlatabilmek, o kadar ince detayı görmek ne büyük maharet
diyerek okudum yazıyı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Şu
an aslında bu yazıyı paylaşmak istediğim 2 kişi vefakat bir takım da “ama”larım
var. O nedenle en güzeli burada dursun, The Bear’i halen izlemeyenlerin
kulağına su kaçsın, spoiler derdi olanlar da 2. Sezonu bitirince, yazıyı sindire
sindire okusun. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><i><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">That omelet! One of two instances showing
successful care for a mother, along with Marcus’s hand massage—crucial, then,
in a season rippling outward from Donna’s bitter lament that she makes things
beautiful for others but no one makes things beautiful for her. Donna prevents
the help she needs; she ensures the perpetuation of care-giving as an unsolved
problem that will never be made right rather than an unsolvable problem that we
must, nevertheless, keep making right. When Carmy, then, prepares dinner for
Claire in episode eight, after accepting that she’s his girlfriend, we see a
first step toward genuinely providing for those who provide for us. (Earlier,
Claire and Kelly bond over the fact that no partner has cooked for them before;
Kelly might get her chance, later, with one of the Fak brothers?) But the most
important amelioration arrives when Natalie overcomes her own reluctance to ask
for something to eat. When Natalie sits down, in an office, and eats it.<o:p></o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><i><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p> </o:p></span></i></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><i><span style="background: white; color: black; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;">Of course,
mothers are paradigmatic figures for </span></i><em style="-webkit-text-stroke-width: 0px; box-sizing: border-box; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;"><span style="background: white; color: black; font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; line-height: 107%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">giving</span></em><i><span style="background: white; color: black; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="-webkit-text-stroke-width: 0px; float: none; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;"> care, not getting it. Maternal
care-giving—in better and worse versions—looms in the second season, as we
watch Donna’s weepy manipulations over her wine and Natalie’s calm management
over her laptop. Donna is always about to create a problem; Natalie, to solve
one. Natalie serves as mom (just ask Fak) for the alternate family that can
remake the Berzatto household’s relationship patterns as it also improves the
Berzatto restaurant’s business operations. Natalie’s acceptance of her role (“I
work here now,” she admits in episode ten) realizes that she can unmake her
mother’s example even without her mother’s blessing (which she’ll never get).
Just in case we don’t understand the transformation, Natalie is pregnant
through all of this with the first child of the next Berzatto generation.
Obvious, sure—as well as heteronormative, maybe even anti-feminist, especially
since the show mostly skips over whatever the Berzatto father did or didn’t
do—which is another reason Pete, an expectant dad who brought tuna casserole to
Seven Fishes, is the one to meet Donna on the street in the final episode (Pete
has my loyalty forever)—but </span></span></i><em style="-webkit-text-stroke-width: 0px; box-sizing: border-box; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;"><span style="background: white; color: black; font-family: "Calibri",sans-serif; font-size: 12.0pt; font-style: normal; line-height: 107%; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">The Bear</span></em><i><span style="background: white; color: black; font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><span style="-webkit-text-stroke-width: 0px; float: none; font-variant-caps: normal; font-variant-ligatures: normal; orphans: 2; text-align: start; text-decoration-color: initial; text-decoration-style: initial; text-decoration-thickness: initial; widows: 2; word-spacing: 0px;"> is, throughout, unafraid of clear symbolism or
sentiment. Specificity makes the obvious real, not rote. What’s more old-hat
than fucked-up mothering scripting a lifetime of bad care that one must rewrite
in one’s own provision of nurture? Noting the cliché doesn’t make it any less
painful when it happens again.</span></span></i><i><span style="font-size: 12.0pt; line-height: 107%; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin;"><o:p></o:p></span></i></p>
<p class="MsoNormal"><o:p> </o:p></p>
<p class="MsoNormal">https://four-hundred-words-about-food.ghost.io/four-hundred-words-x6-about/<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal">ps. başlık şarkısı dizinin soundtrack'inin ana sahibi gibi olan REM'den half a world away ve öyle güzel bir yerde çalıyor ki...</p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-45077013600034812082023-07-27T14:34:00.002+03:002023-07-27T14:34:21.799+03:00"insan düşlediği şeyi sever ilk önce"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0IquFpvv4EgrC8g8Tf7KpTqw9-CKLZWNYJr4_JW62AsG-7tLocWk5M696jQg4lLNKWNw9BFa-ahp5ol4zLT29cBJ8-ONGXnJZgFZfvtDr01qx5NxqF7_uzepImZtHjJaJBE_NOOVGZFhhBVB5dA-tQus0WRncuka-Y-blkP997iDSJq5OrLGSAhY4RIQS/s540/803866c2a8a53b88cad621c785f1084f.gif" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="300" data-original-width="540" height="178" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg0IquFpvv4EgrC8g8Tf7KpTqw9-CKLZWNYJr4_JW62AsG-7tLocWk5M696jQg4lLNKWNw9BFa-ahp5ol4zLT29cBJ8-ONGXnJZgFZfvtDr01qx5NxqF7_uzepImZtHjJaJBE_NOOVGZFhhBVB5dA-tQus0WRncuka-Y-blkP997iDSJq5OrLGSAhY4RIQS/s320/803866c2a8a53b88cad621c785f1084f.gif" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p><p class="MsoNormal">Marvelous Mrs Maisel ile “ilk görüşte aşk yaşadık” diyemem.
İlişkimiz daha çok, tanıdıkça sevme şekli ile ilerledi. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Pandemi hapishanesi nedeni ile dizilere mahkum olduğumuz
dönemle başlayan ilişkimiz, yalandan normalleşen hayatımıza dönünce aynı
yoğunlukta olmasa da devam etti. Son sezonu bölük pörçük izlesem de, final
bölümü ile Mrs Maisel’in kusurlu bir muhteşem olduğunu ve asıl güzel olanın da
bu olduğunu pek tatlı hafızama kazıdı. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Gelin görün ki, şu dönemde bir diziye dair satırlar
karalayacak olsam, önceliğim The Bear olurdu. Kendisine yüklediğim anlam da, soundtrack’ine
duyduğum sevgi de bir tık daha fazla. Zaman ve paşa gönlüm izin verirse, belki
onun da hissettirdiklerine dair bir yazısı gelir.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu yazının amacı; komedi ve kısmen sersemlik havası ile kadın
haklarının geldiği noktayı çok iyi anlatan Mrs Maisel’in sonunda Midge’ın ağzından
duyduklarımızın biraz daha fazla yer bulmasında.<o:p></o:p></p><p class="MsoNormal"><br /></p><p class="MsoNormal" style="text-align: left;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBB-YKNxv8bj5UTs_ffeRWVJFv8VQ0zMV00WWEPXn3nkVqRL3ILSOnX6BsLxFABE4rv3hVG2dsbrY-tHjJ83xk_m2DBxA90YmsFemhf988Vd8Ne1gI2wBMmZnlT6hVWd59DSX62f48bwU-Td0dUb9HSge8wmvsY-ihojIlYDF9w4Sx01Ehmd7OYuY0ZTJp/s2487/MrsMaiselLennyBruce.webp" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1614" data-original-width="2487" height="208" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBB-YKNxv8bj5UTs_ffeRWVJFv8VQ0zMV00WWEPXn3nkVqRL3ILSOnX6BsLxFABE4rv3hVG2dsbrY-tHjJ83xk_m2DBxA90YmsFemhf988Vd8Ne1gI2wBMmZnlT6hVWd59DSX62f48bwU-Td0dUb9HSge8wmvsY-ihojIlYDF9w4Sx01Ehmd7OYuY0ZTJp/s320/MrsMaiselLennyBruce.webp" width="320" /></a></p>
<p class="MsoNormal">Çünkü yıllar geçse de, maalesef “hırs” özellikle kadınlarda
bulunduğunda pek de hoş karşılanmayan bir özellik. Erkek egemen sektörlerde
çalıştığınızda, hırslı olmanız hep başka bir şey ile ilişkilendiriliyor. Hemcinslerim
arasında ise, hırslılar vazgeçmeyi bilenlerden, vazgeçebilenler ise hırslıları
pek de tasvip etmiyor. Ama dizide de denildiği gibi; bize verilen zamanı “bir
şey olması için” bekleyerek geçirmek asıl saçmalık. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ve en önemlisi de, değişimi ya da dönüşümü dışardan beklemek.
Kolay olmasa da, hadisenin sadece bizimle olduğunu bir vakitte kabul etmek
gerekir. Bu açıdan dinleyip, çok da beğendiğim bir Şebnem Dönmez <a href="https://open.spotify.com/episode/4HYM1iOHbNtkWuvH9x176H?si=4d3e5f1b428e4760" target="_blank">podcastini </a>de
ayrıca buraya iliştiriyorum ki, kendi ile derdi bitmeyen hemcinslerimin
aydınlanmasında bana iyi gelenler, belki başkasına da iyi gelir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Ama asıl itici olan bir şeylerin olmasını beklemek. Pencereden
dışarı bakmak, yaşamanız gereken hayatın dışarıda bir yerlerde olduğunu
düşünmek ama kapıyı açıp onu almaya, gitmeye istekli olmamak.<o:p></o:p></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b>“they say ambition
is an unattractive trait in a woman. maybe. but you know what's really
unattractive? waiting around for something to happen. staring out a window,
thinking the life you should be living is out there somewhere but not being
willing to open the door and go get it. even if someone tells you you can't.
being a coward is only cute in the wizard of oz.”<o:p></o:p></b></p><p align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;"><b><br /></b></p><p class="MsoNormal" style="text-align: left;"><i>ps. başlık şarkısı benim için 2023 yazının şarkısı sayılacak Ozbi ve Dünya'm. </i></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-38181046646539160842023-07-27T13:53:00.002+03:002023-07-27T13:53:19.629+03:00"Hiçbir şey yerinde durmuyor eskisi gibi, isterdim eskisi gibi olsun"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisGLmjupYnyUj8Urth3YBUJ9Fxy7EneYHA2IOu6mC8QWNlNiY_rGl0Ednewplh77lcEDlw6VJbQRzLp7OoLif2jOh-r2B2TPh-9T9O7cyfz1wXQyrQ3X78PT5vxZ1OMpFoGf6qCOKS4W02SEWLcMHvyo4AMi4SmM22oGrTe2mXXdK0kRddTZwnhN83NfeX/s4032/20230715_205753.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisGLmjupYnyUj8Urth3YBUJ9Fxy7EneYHA2IOu6mC8QWNlNiY_rGl0Ednewplh77lcEDlw6VJbQRzLp7OoLif2jOh-r2B2TPh-9T9O7cyfz1wXQyrQ3X78PT5vxZ1OMpFoGf6qCOKS4W02SEWLcMHvyo4AMi4SmM22oGrTe2mXXdK0kRddTZwnhN83NfeX/s320/20230715_205753.jpg" width="320" /></a></div><br />Hayat(ım)ın tat’sızlığı üzerine…<p></p><p class="MsoNormal"><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Tahminen Şubat’ın bir noktasından itibaren, koku alamıyorum.
<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Olağan sorulara cevabımı baştan yazıyim; covid sebepli mi
emin değilim çünkü hiç covid pozitif teşhisim olmadı, gelin görün ki, beni
sersem eden bir sinüzitin sonunda hatıram güzel bir brainfog oldu. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Koku alamasam da, tat aldığımı sanıyordum ama kendimi kandırmışım,
konunun uzmanlarına gidince bunu da anladım. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lüzumsuz bilgi olacak da, bu yazı zaten lüzum üzerine
yazılmadığı için pek de sorun olmayacaktır kanaatindeyim; ben koku konusunda “tazı
burun” diye tabir edilecek bi kuple hassas insanlardandım. Sahip olduğumuz
birçok yeti gibi, bunun da süreli olduğunu da bu yaşadıklarım ile tecrübe ettim.
<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Günün sonunda kokuya lüzumundan da fazla anlam yüklediğim
için, yokluğunu pek kolay özümseyemedim de, kimselere derdimi anlatamadım. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Standart sorularımız “hala mı almıyorsun?” “bu kokuyu da mı alamıyorsun?”
sorularının yanısıra; hep unutularak sorulan nasıl kokuyor sorusuna “sence?”
cevabım ile geçiştirdim.<o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Lüzumsuz bilgili yazımın, en lüzumlu bilgisi sanırım bu
konunun uzmanı olan doktorun ismi olacak. Profesör Aytuğ Altundağ, bu süreçten
muzdarip herkese dair semptomları da gözleyebildiği için, başınıza geleceklere
dair en fazla cevabı size verebilecek kişi olabilir. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">O kadar ilgili ve de heyecanlı ki; sizi ot gibi olmanıza
sebep olan Brainfog’un da bir şekilde geçeceğine dair pek güzel inandırıyor.
Tabii burada önemli olan, ev ödevlerini düzenli yapanların bu işi başarabilme
ihtimali olması ki; ben işte o noktada pekala sınıfta kaldım. Bir düzine
vitamini almakta pek kaytarmasam da, günlük bazda koku hatırlatmalarımı da,
kullanmam gereken damlaları da ihmal ettim. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Günün sonunda, ağzımdaki is tadı kısmen geçti. Bazı kötü
kokuları daha da baskın şekilde hissedebiliyorum (like sigara). Tat alamazken, yemeden
içmeden kesilerek kilo verme ihtimalim realize olmadı. Tat alamamak en azından
her şeye dair lüzumsuz seçiciliğimi bırakmama katkı sağladı. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Doktoruma göre en büyük depresyon sebeplerinden biri
olmasına rağmen, henüz depresyona girmedim ama gerçekten de beynim sisli sisli
dolaştım ve de dolaşmaya devam ediyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Odaklanamamak, 2 dk içinde ben ne yapacaktım diye düşünmek,
sürekli bir telefona bir laptop’a bakmak, en güvendiğim hafızama artık güvenememek
gibi güzel hediyelerim ve eskisine göre kafam artık çalışmıyor gibi güzel bir
şüphem oldu. Bunu KBB’ cimin çözmesini beklemiyor ve hayatın her alanında olduğu
gibi, çözümü zamana bırakıyorum. (birde sudoku çözüyorum) <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu sorundan muzdarip sayısız insan, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>kök nedenin, yaşlanmak mı, akıllı telefonlara
bağımlı olmak mı, kobay olmak mı olduğuna dair farklı teorilere sahip. Günün
sonunda talihsiz bir dönem ya da jenerasyonlarız diye düşünsem de; karanlığın
ucundaki doğacak güneşi heyecanla bekliyorum. <o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal">Bu yazıyı da, aslında ömrümün bu dönemini sinsi sinsi şekillendiren
brainfog’a dair öfkemi kayda alıp, ileride kendim de hatırlayabilmek ve ne
tatsızmışız diyerek an’ıma şükretmek adına yazıyorum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></p><p class="MsoNormal"><span style="mso-spacerun: yes;">ps. Başlık şarkısı kalbimin Ege prenslerinden en uzun boylusu; Ege Çubukçu'ya ait Rüzgar'dan.. Kendisinin postlarını ve şarkılarını itina ile seviyorum. Rüzgar'ın benim için bu yazıya konu olma sebebi ise 2 boyutlu. Dilerim yazıyı bir zaman sonra okuduğumda bu nedenleri de hatırlayabilirim. </span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-75603250311096560682023-04-17T12:49:00.001+03:002023-08-03T13:25:30.989+03:00"unutmak lâzım şimdi di mi? nasıl yapsam ki ben bunu?"<p> Peyk’i ilk olarak
gidin ile dinlemeye başlamış olmam gerek.</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=6d3YkLa7PcA">“Kalbim ölü bulundu dün sabah, ben bu aşkın ızdırabını </a>“ cümlesine, aslında dev bir acıyı,
böyle normal bir halde söylemesine bayılmıştım İrfan Alış’ı dinlerken. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Cool arabesk diye
bir tabir varsa, tam da ona hitap ediyordu Peyk’in tarzı…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Şarkılar, melodiler
ve an’lar sonra, kocaman sıfır’a demir attım. Sözleri tam bir terapi
ironisiydi, new generation olumlama ile de fevkalade dalga geçiyordu bana göre.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"></p><div style="text-align: center;"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=RY7oNKlF5Ug">"bil bakalım
neymiş beni yok eden</a></div>
<div style="text-align: center;">bil bakalım kimmiş gerçeğine yan çizen</div>
<div style="text-align: center;"><br /></div>
<div style="text-align: center;">en derininde ruhun boş bi koridor</div>
<div style="text-align: center;">bi de baktım orda beni kendim boğuyor."</div><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kısmı aydınlanma
101 seviyesindeydi… Hayatına, ya da müzik zevkine dair fikrim olmayan, ergen
gibi her beğendiğim şeyi paylaşamadığım terapistime, laubali bir halde tam da bir terapi şarkısı
değil mi diye göndermeme bile vesile oldu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Her dönemimin böyle
böyle bir Peyk şarkısı oluşuyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Geçtiğimiz haftaya
ise biri ile birlikte Don Kafa çentik attı…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=cijDbwlM2iI">“al bizi sat bizi olurumuz kaça?</a>” sorusuna gereksizce cevap aradık.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">“Yalan dolandı,
zamandı, zamandı” diye sayıklarken, önerenden
ötürü güzelim şarkıyı sevmeme mücadelesi veriyordum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Sonrasında artık
kader mi, enerji mi artık nasıl tariflemek gerekirse, Cumartesi akşamı bir tiyatro oyunu
sebepli, yarısına yetişebildiğim Peyk konserinde buldum kendimi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">“Kocaman Sıfır”
çalmadı di mi ilk yarıda, ikincide çalar diye girdiğim konser salonunda; kendi
hikayeleri olan Peyk’i dinledim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Ve bittim. Tüm
Pazar günüm aynı şarkıyı dinlemek ve üzülmek ile geçti. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir şekilde Peyk
ile kesişen hikayeye üzülesim vardı; ve bu şarkı da melodisi ile konuyu bir
güzel hızlandırdı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=mmgwcp3V86U">“bir an yumsam
gözümü, bir an o an olsa bir an olsam"</a><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bundan sonra konserlerine
tesadüfen değil de bilinçle gidip, onları daha da çok seveceğimi biliyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bunu da bir sevgi
ilanı olarak yazıyorum. Geç kalmışlığımı keyifle telafi edeceğimi, daha güzel
anıları kendilerinin şarkıları ile eşleştireceğimi can-ı gönülden hissediyor,
herkese yeni ve tatlı tebessümler oluşturacak denk gelişler diliyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"> <o:p></o:p></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-9725788088267737182023-02-23T09:42:00.007+03:002023-02-23T09:44:33.772+03:00"Somethin' they were told could never happen"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6rBZS5_pE3yR7X2nN3TStah1iGsv5SSXIgCcyDdQVeWjWpXfw2ByYcEMXXPJse7tW_XKeEbVNSxJYIA_1Z_FEEaEvp4nB6Yxvm3wqcaapgc60GJWKpvo7MucHhYt5tS_FDteSOtCPuoTd_nJw89RrszBfBxNuGLrW4dE08p1h9RqWiZLRb5--vdrB3A/s4032/20230204_075330.jpg" style="background-color: white; margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg6rBZS5_pE3yR7X2nN3TStah1iGsv5SSXIgCcyDdQVeWjWpXfw2ByYcEMXXPJse7tW_XKeEbVNSxJYIA_1Z_FEEaEvp4nB6Yxvm3wqcaapgc60GJWKpvo7MucHhYt5tS_FDteSOtCPuoTd_nJw89RrszBfBxNuGLrW4dE08p1h9RqWiZLRb5--vdrB3A/s320/20230204_075330.jpg" width="320" /></a></div><p style="text-align: right;"></p><p><br /></p><p>Deprem, felaket
ve kahır…</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Çaresizlik, öfke
ve elbette kronik umutsuzluk…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">İyi değilim,
olmaya gerek de görmüyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">İşe yaramazlığımızdan
utandığım için de konuşmak da yazmak da ayıp geliyor…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bloğun temel
varlığı olan, berkun oya överken, kişisel tarihime not düşüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Depremden birkaç
gün önce, belimde anlamlandıramadığım şeyler oldu..spordandır, fazla zorlamadandır
dediğim haller geçemedi.. Elbette hemen çözülsün istedim, hacılara hocalara
doktorlara gittim ve günün sonunda vücudum sen değil, ben karar vereceğim iyi
olacağın zamana dediği için 3. Hafta da halen “eskisi” gibi olamadım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Spor yapmadığım,
sabahın köründe sokaklarda koşmadığım haftanın sonunda sinüzit oldum. Sinüzitim
sonra grip versiyonlardan birine evrildi. Kafamın kalkmadığı 2 gün geçirdim ( ki ben grip olmam, hasta da olmazdım).
Sonra en azından ayaklanıyorum desem de, koku alamayan burnum ile sinüslerimin
yoğunluğu ile yorgun düşen beynim ile yaşamayı kabul ettim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Arada uçuğum da elbette
bu yolculuğa eşlik etti. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">Olmaz dediğim her şey teker teker test etti beni. </span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">İlk defa
üzüntünün bedenime bu kadar tesir ettiğini tecrübe ediyorum. Her şeyi fazlaca
hissediyorum diye mi, bu çaresizliğe karşın yapılabilecek bir şey mi yok diye bu
hallerdeyim bilemiyorum. Bedenim bana dur dedi, bazı şeyler fazla ağır geldi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Gerçek dertlerin
yanında bu da dert mi diye hem utanıyor hem de yazıyorum. Ve yine yıllar
öncesinde kalbime, duyguma karşılık gelen şeyleri benden iyi anlatan Berkun Oya’nın
post grip’ine temcit pilavı statüsünde başvuruyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p align="center" class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: center;"><span lang="TR"><a href="https://www.koseyazisioku.com/radikal/berkun-oya/08-02-2013/post-grip"><span style="color: black; text-decoration-line: none;"><br /><b>
POST-GRİP</b></span></a></span><span lang="TR"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR"> </span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR">“Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan iyidir”.</span><span lang="TR"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR"> </span>Ashgar Farhadi’nin bir filminde duydum bu cümleyi. Geçen
hafta. Duyduğum andan itibaren ara ara aklıma geliyor.</p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR"> </span>Muhtemelen yalnız değilimdir, o yüzden yazıyorum galiba
bunları, okudukça birilerinin düğmelerine basıyordur belki. Tabi herkes kendi
meşrebinde yaşıyordur bu durumları ama sözleri farklı, bestesi aynı şarkılarız
muhtemelen. Suçluluk duygusu, kimseleri üzmemek arzusu, “sen ağlama,
kıyamam”’lar falan hep en tilki esnafın akşam tezgahları.</p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR"> </span>Asıl suç, suçlu hissetmektir zaten çoğu zaman ve biz
suçlu hissederek gizleriz bu suçu, kendini yutan kara deliktir suçluluk
duygusu. Bir insana kıymak da illa şakağına silah dayayıp tetiği çekmekle
olmuyor, gerçeğin, sevdiği biri tarafından insandan gizlenmesi de bir tür
cinayet. Üstelik gerçek, kendinden kaçanı en gülünç durumlara düşürüyor her
zaman. Bir gün geliyor, gerçekten kaçanlar , tutmayan dizilerin çakma jönleri
gibi kalıyor ortada.</p>
<p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span lang="TR">...</span><span lang="TR"><o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR"> </span><span face="Calibri, sans-serif" style="background-color: white; font-size: 11pt; text-align: justify;">Neyse, dağıtmaya başladım lafı. Hastaydım geçen hafta,
yaralı bir kuş gibiydim günlerce, arada eczaneye çıktım, arada çorba içmeye,
tüylerim rüzgârla uçuştu, ürperdim ve yatağa döndüm, ne kanat çırpacak halim
vardı ne ötecek lafım. En zayıf zamanımda yakaladı beni bu cümle: “Kötü bir
son, sonsuz bir umutsuzluktan iyidir.” Bir kutu antibiyotik yuttum geçen hafta,
sinüslerim hâlâ açılmıyor. Bir cümle duydum geçen hafta, içimde kapılar
kapanıyor.</span></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;">
<!--[if !supportLineBreakNewLine]-->ps. Başlık şarkısı NF'den sözlerine bayıldığım hope...</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><p></p><p class="MsoNormal" style="background: white; line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><br /></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-44677033111240066122022-12-02T08:49:00.005+03:002022-12-02T09:50:10.127+03:00"Geçmiş zamansın, aklımdan düştün... Uzak bir bahar, şimdi de kış yar"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXfPRgcAToIN7MsP1xnUfPfv3KYluil69t_OFi1imsxLP9JH0dmd_YcjIT_gMc0KpgdbxoozVqJCpoco-qd9Gyg1OVrbjTqwmlkeJ6CTUOzAdP9SPmK0AjvM8DEIvyrwHMXLV0Vo3QpRcyC24RvDRbb7a-RG91sERhda2TNroV2xYGZCJwOvrGCUzZAg/s2400/Screenshot_20221130-192730_Spotify.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2400" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjXfPRgcAToIN7MsP1xnUfPfv3KYluil69t_OFi1imsxLP9JH0dmd_YcjIT_gMc0KpgdbxoozVqJCpoco-qd9Gyg1OVrbjTqwmlkeJ6CTUOzAdP9SPmK0AjvM8DEIvyrwHMXLV0Vo3QpRcyC24RvDRbb7a-RG91sERhda2TNroV2xYGZCJwOvrGCUzZAg/s320/Screenshot_20221130-192730_Spotify.jpg" width="144" /></a></div><br /> Kitaplığımda süs
olarak duran çoğu nöroscience kitabında; zamanın bir çırpıda geçip gitme
hissine engel olmak adına, yeni yerler görmenin, yeni şeyler öğrenmenin, aynı
yollar yerine farklı rotaları kullanmanın faydalı olduğu söylenir.<p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu açıdan
bakarsak, 2022’yi hafızamda net bir şekilde hatırlamam ve hatta dolu dolu geçti
de diyebilmem gerekirdi. Vefakat ne mümkün; geldiği gibi gitti, üzerine dedemi
de aldı…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Genel olarak
pozitif bir kanım ve anım yok 2022 için. Yine taşındım ki, bunun da artık pek
haber değeri yok. Farklı sporlar, farklı spor salonları denedim. PT desen
zaten, seriyi tamamlamama az kaldı. İş lanet iş olarak kalmaya devam etti vb. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kahküllerim gitti
ki, bunun da benim için kıymet-i harbiyesi var.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kişisel
obsesyonum adına, yıllar sonrasında Kaş’a gitmediğim bir yıl oldu ki, bununla
ilgili geçen sene bir iddiaya girmişken, kazanabileceğime de hiç bu kadar
inanmıyordum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Günün sonunda en
önemlisi 2022’nin şarkısı zihnimde oluşmadı. Ben ki, tatilleri, yolları, bazı
sahneleri hep bir şarkı ile eşleştiririm zihnimde, bu sene nedense bir şeyler farklı
oldu. Bunun yanı sıra, 2016 yılından itibaren, her yılın Pazar günü kendime
haftanın şarkısı olarak bir şarkıyı belirleyerek listelere oluşturuyorum ki, bu
yıla dair de şarkılarım olsa da “anlarım” eksik kaldı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Onun için de spotify
listesini merakla bekledim, bakalım neler gelmiş başıma göreyim diye. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR"> </span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"></span></p><p class="MsoNormal"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguLBwDLISc6VAhtNw1kx-z9apGYPcM_dcr20QA9WVN0-qW0UJ6hQ0Ch0514HfnJO0qvqTC2cMU_TmgTTFDN2PE5H9WCePgz93JjUw5ngSLxMVi5mLozD4OgFE3JciDNfdKEOUM8GszJ_98yRfk2j0KVeo3I0RBdKApk6GkNZKPpU3P7SUHxPfLKVmiXg/s2400/Screenshot_20221130-192647_Spotify.jpg" style="clear: left; display: inline !important; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="2400" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEguLBwDLISc6VAhtNw1kx-z9apGYPcM_dcr20QA9WVN0-qW0UJ6hQ0Ch0514HfnJO0qvqTC2cMU_TmgTTFDN2PE5H9WCePgz93JjUw5ngSLxMVi5mLozD4OgFE3JciDNfdKEOUM8GszJ_98yRfk2j0KVeo3I0RBdKApk6GkNZKPpU3P7SUHxPfLKVmiXg/s320/Screenshot_20221130-192647_Spotify.jpg" width="144" /></a>Şarkılara lafım
yok da, nasıl en çok dinlediğim 5 artist’ten biri Sezen Aksu olabildi
anlamadım. Ben de gecikmeli olarak itiraf edebildim de, ciddi bir Aşkın Nur
Yengi dinleyicisiyim vefakat Sezen Aksu hiçbir zaman radarımda/ kulağımda
olmadı. Geçen sene ne güzel bir yaş alma
isyanı diye “ Aynalar”ı sıklıkla dinlemiştim de, onun dışında dinlediysem de,
zihnimde yer etmemiş itiraf etmem gerekir. </p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Yazının ana fikri;
2022’nin manasızlığı ile en sevdiğim şarkı muhteşem bir şekilde örtüştü. Her
yıl daha da sevmeye başladığım Ege Çubukçu’nun <a href="https://www.youtube.com/watch?v=HZCUjVPs1bQ" target="_blank">Dilemma</a>'sı çıkar çıkmaz deli gibi
dinleyerek daha yılın başında listenin ayarları ile oynamışım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir yandan da,
bir şarkıya deli gibi sarmamak ruh sağlığım adına güzel olandır diye aşırı
pozitif bir pencereden yaklaşıyorum konuya. Yeni yıl için her ay’ın favorisini
de belirlemeye niyet edicem de, müzik dünyasının buna yaklaşımı nasıl olacak
bilemiyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bana kalsa, Yeni
Türkü’nün Karanfil’i ile The Blaze’in <a href="https://www.youtube.com/watch?v=ZdJ6FO9HAcc" target="_blank">Queens’i</a> bu yıla dair en çok dinlediğim
şarkılar olabilirdi. <a href="https://www.youtube.com/watch?v=SEeTaF7unrc" target="_blank">Chasing Cars</a> ise taşınma, adapte olabilme sürecimin
ninnisi sayılır. Her yıl bir dönem takılı kalacağım şaheser nazarımda<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=ycE7bUq3-2k" target="_blank">Snow on the Beach</a>
son dakika golü gibi ki, 2023’ün en çok dinleceklerine şimdiden adayım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Monsier Minimal
ile de bu yılın sonunda bir şekilde tanışıp, <a href="https://www.youtube.com/watch?v=VqVfXT9xCBs" target="_blank">2 şarkısı</a> ile aşk yaşadım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">“<a href="https://www.youtube.com/watch?v=Mtd_jlV61mA" target="_blank">i do this timeall the time</a>” ise en içime işleyen şarkı diyebilirim galiba.. Şarkı demek de
saçma, bir melodik mektup. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">“All you need to
do, darling, is fit in that little dress of yours</span><o:p></o:p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div style="text-align: center;">Don't send those
long paragraph texts</div>
<span jsname="YS01Ge"><div style="text-align: center;"><span jsname="YS01Ge">Stop it, don't</span>”</div></span><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"></p><div style="text-align: center;">“You're beautiful
and I want the best for you</div>
<span jsname="YS01Ge"><div style="text-align: center;">But I also hope you fail without me</div></span><div style="text-align: center;"><span jsname="YS01Ge">It was really rather miserable trying to love you</span>” cümlelerini
tekrarlamaktan aşırı keyif alıyorum.</div>
<o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Yine Kasım
ayında, tatlı bir tesadüf ile Jabbar ile tanışıp, minicik bir mecrada canlı
dinleme fırsatım olmuşken, üzerine <a href="https://www.youtube.com/watch?v=H-IiI9SNPNI">Sonbahar</a> şarkısı çıkınca, şarkının tesiri
zihnimde katmerlendi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="https://www.youtube.com/watch?v=Rsk_1KpJncM" target="_blank">Lost and Found</a>
mesela gidebildiğim tek yurt dışı seyahatin fon müziği olabilir. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">Şarkı bütünüyle
çok güzel de <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR">“She was July<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"></p><div style="text-align: center;">He fell like
leaves around her</div><span lang="TR"><div style="text-align: center;">Two different skies</div><div style="text-align: center;">But they made a storm together” kısmı da aşırı naif geliyor mesela bana…</div><o:p></o:p></span><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir de elbette
Max Richter var ki, recomposed Four Seasons’la da yetinmedi onu da yeni hale
getirdi. Rahmetli Vivaldi’nin aracılığı ile Four Seasons başta olmak üzere, iş
yapmaya bir şey okumaya çalıştığım her noktada kulağımda çaldığı için de,
“bizimkisi bir aşk hikayesi” statüsünde listemde yerini aldı.<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal">
</p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">Böyle ince eleyip
sık dokuyunca aslında şarkısız kalmamışım diye kendimi güzelce teselli ettikten
sonra 2023’ün her açıdan daha umutkar olmasını diliyorum<o:p></o:p></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-72045927280426668632022-11-27T20:57:00.004+03:002024-02-11T21:33:50.753+03:00"it's me, hi i'm the problem, it's me"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgG3pdNWRPIz8NpcbF6cb_DomhysHbE_6awn7JRq1wmubTBu0yjvHT765sgKwTTgtCzhmQNCp0znQKK44eOPN2dmh118cbWagJ3qOMyw3ZIWtVgFuB1vBhBDht7pqBjDe7VMt0xrGa_ygDPnyO1wVurJDIz8TBrngYzATgXbyCHCk2C2DxewpRoax9AqQ/s4032/20221121_154729.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="3024" data-original-width="4032" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgG3pdNWRPIz8NpcbF6cb_DomhysHbE_6awn7JRq1wmubTBu0yjvHT765sgKwTTgtCzhmQNCp0znQKK44eOPN2dmh118cbWagJ3qOMyw3ZIWtVgFuB1vBhBDht7pqBjDe7VMt0xrGa_ygDPnyO1wVurJDIz8TBrngYzATgXbyCHCk2C2DxewpRoax9AqQ/s320/20221121_154729.jpg" width="320" /></a></div><br /> <span style="font-size: 12pt;">Gerçek dost olmanın azami bir yaş sınırı olmalı mı?</span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Kişiliğimiz şekillenmeden oluşan bağlar, sonrasında her
şeye dayanabiliyor gibi. Pek bilen olmadan edinilen dostluklar, sonrasında
sorguya gerek duymuyor; aksine özellikle 30 sonrasında yenilerin ömrü pek de
garanti olamıyor…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Elbette bunlar benim kendi tecrübelerime yönelik düşüncelerim.
Bu yaşıma kadar insan sevmiyorum desem de, pek sıcakkanlı da olamadığım
gerçeğini itiraf etme zamanı geldi. Öyle iki dakikada sıcak iletişim kurma
maharetim pek yok. Yarı zamanlı kazuletliğimi, istersem maskeleyebilirim de
özüm içe dönük; bu nedenle de hayatımda tanıdığım tüm arkadaşlarımı toplamak
istesem pek zorlanacağımı sanmam. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bunu matah bir özellikle ya da kusur olarak
değerlendirmesem de, çeşitliliğin her noktada kıymetli olduğuna inanıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Galiba tam da bu sebepten uzunca zamandır sürdürdüğüm bir
arkadaşlığım var. Aslında zaman artık geniş değil, di’li geçmiş’e evrildi.
Sportif delilik temeli ile başlayan ve en çok da yine sportif yol arkadaşlığı
ile bugünlere varan bir arkadaşlığım miladını doldurmuş olması sebepli hem
utanç hem de tuhaf bir ferahlama içindeyim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Utanıyorum çünkü şu yaşımda, birileri ile “küsmek” denilebilecek
ergenlik hallerinin içinde olmayı kendime yakıştırmıyorum. Yetişkin düzeyde
hislerimi anlatabilecek ve karşı tarafla da nezaket düzeyinde fikir çatışmasına
girebileceğime inanıyorum çünkü. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bir yandan da, arkadaşlığımız boyunca hayatından eksilenleri
görünce, bana ne zaman sıra gelecek acaba diye kendi sabrımı sorgularken,
bugünlerin geleceğini bilsem de, sonun böyle olabileceğini öngörememiştim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Hep bir eğreti olan arkadaşlığımızı sürdürme konusunda,
onun da hayatımda olmasının ve bana öğreteceği şeyler olmalı diye geçirdiğim
zamanlara hayıflanmalı mıyım, yoksa daimi olgunluğumla “olduysa oldu, boşver”
ile kızmak yerine yoksaymayı mı tercih etmeliyim bilemiyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bununla birlikte, ortaokulda
ve lisede en yakın sayılabilecekken üniversitede nedensiz ( iletişimsiz)
benimle bağını kopartan biri ile de yıllar sonra her hafta sonu aynı kahvecide
denk geliyor ve başkası olsa “aa nasılsın, ne tasadüf diyebilecekken” görmezden
gelme oyununa iştirak ediyor ve bu noktada kendimi de çok haklı görüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Nezaketimden küfür etmeden anlatmaya çalışacağım üçüncü
hadisenin sahibesi ise, ne acıdır ki ilk işimdeki yöneticim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Böyle olunca da sorun onlarda değil de, bende olabilir mi
abidin diye içime ufak kuşku kırıntıları düşüyor elbette…Beceriksizim ya da
düşündüğüm/ olmak istediğim kadar iyi değilim belki de diye hayıflanıyor; sonrasında da insanlık halleri bir şekilde engebeli diye muhabbeti "hayırlısı" sonuçsuzluğu ile bırakıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"> </span><span style="font-size: 12pt;">Bu hikayelerin ana fikri, özünde hep kötü olduğunu
sezdiğim insanlara, iyiliğimle yaklaşarak,</span><span style="font-size: 12pt;">
</span><span style="font-size: 12pt;">sabrederek kendimi koruyacağımı sanmak bence bi kuple aptallık. Sezsem de,
vazgeçmemek ise daha da ironik olan kısmı.</span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bu konulara dair bir şey yazma düşüncelerindeyken,
elifkey’in <a href="https://elifkey.substack.com/p/bir-ucurumun-kenarnda" rel="nofollow" target="_blank">bir uçurumun kenarında</a> yazısı ilaç gibi geldi. Buraya kadar gelmiş
de olsanız, onun maharetli satırları ile global bir çerçevede derdimi okuyun
çok isterim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"> </span><span style="font-size: 12pt;">Ps. Başlık şarkısı 1 ay öncesi ile birden kendisinin hayranı
olduğum Taylor swift ve anti-hero…</span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">ps.2 fotoğrafa biraz dikkatli bakıp, hayalgücünüzü de biraz zorlarsanız, ağrı dağı'nı görebilirsiniz..</span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-56398175688845620182022-10-19T16:44:00.000+03:002022-10-19T16:44:50.340+03:00"suçlarsın kendini yok yere, söylenmemiş sözlere, kalakalırsın içinden gelmez karışmak dünyaya" <p><span style="font-size: 12pt;">Böyle
uzun yazıları okuyacak kaç sabırlı kaldı emin değilim. Okuyabilenler bu kadar
azken, nasıl böyle uzun yazılar yazılabiliyor sorusunu da sormak isterim
vefakat en azından bu yazımızın bir evveliyatı var..herkesin de bu yazıya
anlayabileceği kendi eşref saati var…Ben aslen uzunca bir vakittir bu orta yaş
aydınlanmasında olduğumu düşünüyorum ki, bunun pek de gurur duyulacak bir
hadise olmadığının da farkındayım.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Yazıda altını koyu kalemle çizmek isteyeceğim çok nokta var ve en
önemlisi de “<b>Konu ne olursa olsun, hayatımızın ilk yarısı yaralanmamak için
duygularımızı kapatmakla ve ikinci yarısı da yarayı iyileştirmeye uğraşarak
geçer.” k</b>ısmı. Herkesin bir anlam/ şifa arayışında olması galiba tam da
bundan…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Herkesin doğrusu ve ideali elbette farklı…Bu yazıyı da,
başkalarına da iyi/ tanıdık gelmesi amacı ile buraya ekliyorum. Belki gün
gelir, kendi aydınlanmamın da kısa özetini yazarım. Keza bu blog’un varlık
amacı da aslen bu yolun izdüşümü olması…<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;"><br /></span></p><p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEUC8C92T5Q6xN3WIPNfzsT-Msst7Ku6R8WHQLDo4EtJ53OzYwkpe-vpeCYWm2pcqnqSRvgRT4HSik51QLK4vsb5c8piSIhHyIQcwrvpjJuu6pzvEF0g9xChyLgmGXp5CPFYyW1kngsi5tv5cuH4yzriajZtTYOgMqv3K3RAOTf0XdJK4gUtHGXSlz8g/s4032/20221013_063655.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEUC8C92T5Q6xN3WIPNfzsT-Msst7Ku6R8WHQLDo4EtJ53OzYwkpe-vpeCYWm2pcqnqSRvgRT4HSik51QLK4vsb5c8piSIhHyIQcwrvpjJuu6pzvEF0g9xChyLgmGXp5CPFYyW1kngsi5tv5cuH4yzriajZtTYOgMqv3K3RAOTf0XdJK4gUtHGXSlz8g/s320/20221013_063655.jpg" width="320" /></a></p>
<h1 align="center" style="background: white; line-height: 33.0pt; margin-bottom: 15.0pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm; text-align: center; vertical-align: baseline;"><b><span style="font-family: Calibri, sans-serif; font-size: 18pt;"><a href="https://brenebrown.com/articles/2018/05/24/the-midlife-unraveling/">Orta yaş krizi mi yoksa aydınlanması mı?</a><o:p></o:p></span></b></h1><div style="text-align: center;"><br /></div>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;"> </span><span style="font-size: 12pt;">30'larımın sonlarına doğru orta yaş krizinin çok da uzakta
olmadığını farketmeye başladım. Artık yavaş yavaş hayatımın anlamını ve amacını
sorgulamaya başlamıştım. Günlük hayatımda birçok rolüm vardı: Anne, araştırma
görevlisi, yazar, arkadaş, kardeş, çocuk, eş... Fakat ben bu rollerin altında
eziliyor ve kendi benliğimi ortaya çıkarmaktan korkuyordum.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Bu zamana kadar “orta yaş krizi” kavramıyla hep dalga geçmiştim ve
bu konu için söylenmenin içler acısı olduğunu düşünmüştüm. Bana kalırsa orta
yaş krizi tamamen saçmalıktı. Eğer orta yaşlarınızda hayatınız zorsa, zamanında
fedakarlık yapmadığınızdan kaynaklanıyordu. Bu yüzden sinirlenmeyi, söylenmeyi
bırakmalı ve daha fazla çalışmaya başlamalıydınız.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Fakat daha sonra fark etmeye başladım ki <b>orta yaş krizi
diye bir şey aslında yoktu. "Kriz", yoğun, kısa süren, şiddetli,
kolay tanımlanabilen ve kontrol edilebilir bir olaydı.</b><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">İşte bu noktada, orta yaş krizi değil,<b> orta yaş
aydınlanması </b>demek daha doğru olacaktı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Aydınlanma veya çözümlenme de diyebileceğimiz bu kavram kontrol
edemeyeceğiniz bir şey için kullanılır. Otuzlarımızdaki kazançların,
başarıların, alfa ebeveynliğinin derin bir yavaşlama ve kusurlu olabilme
özlemini iyileştiremediği gibi,<b> orta yaş aydınlanmasını da kontrolle
iyileştiremezsiniz.</b><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;"><br />
<b>Peki, orta yaş nedir?<o:p></o:p></b></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><span style="font-size: 12pt;">Orta yaş, evrenin sizi omuzlarınızdan kendine çekip kulağınıza şu
sözleri fısıldadığı zamanlardır:</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><span style="font-size: 12pt;">Dalga geçmiyorum. Kendinizi yetersiz hissetmekten ve yaralanmaktan
korumak için geliştirdiğiniz bu savunma mekanizmasından, "mış" gibi
yapmaktan artık vazgeçmeniz gerekiyor. Kalkanların, sana verilmiş hediyelerden
faydalanmanı önlüyor. Küçükken böyle bir korunma ihtiyacı hissetmen anlaşılır
bir şey. Fakat ya şimdi?</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Yanınızdan bir saniye bile ayırmadığınız zırhınızın, sizi başınıza
kötü bir şey gelmesinden korumasını ve onun sizi korktuğunuz şeylerden
koruduğunu düşünmenizi anlayabilirim. Ama unutmayın ki hala keşif halindesiniz
ve kendinizi hiç olmadığınız kadar kaybolmuş hissediyorsunuz. Zaman azalıyor ve
önünüzde hala keşfetmediğiniz birçok macera var. Hayatınızı başkaları ne
düşünecek diyerek yaşayamazsınız. Cesaret hücrelerinize işlemiş durumda.
Hayatınızı sonuna kadar yaşamak ve tüm kalbinizle sevgiyi hissetmek için
geldiniz bu dünyaya. <b>İşte şimdi kendinizi gösterme zamanı.</b><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Eğer orta yaşlarınızda yaşadığınız her şeyi birbirinden bağımsız
rastgele olaylar diye nitelendirirseniz karşınızda başa çıkmanız gereken küçük
kriz kümeleri olduğunu sanırsınız. Aslında gerçek şudur ki orta yaş
aydınlanması az da olsa <b>endişe, depresyon, umutsuzluk hissi veren ve
gizliden gizliye kontrolünüzü kaybettiğinizi hissettiğiniz bir zaman zarfıdır.</b> Bu
hisler sizi delirtecek derecede olmasa da aslında tehlikelidir çünkü her şey
yolundaymış gibi davransanız da aslında bir şeylerin yolunda gitmediği çok
açıktır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><b><span style="font-size: 12pt;">Her şey normal gözükse de...</span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">İşe
gidip gelmeye devam ederiz, günlük işlerimizi yaparız ve ailemizle vakit
geçiririz. Aslında her şey dışarıdan normal gözükür fakat içten içe bir şeyler
artık kopma evresindedir. Bu hislerimizi birileriyle paylaşmak isteriz fakat
önyargılarımız (orta yaş krizinin başrol oyuncusu da diyebiliriz) bizi bundan
geri tutar. Bu da bilişsel tutarsızlığın, psikolojik olarak en acı verici
şekilde çatışmayı sürekli olarak azaltmak ve disiplini en aza indirmek için
tasarlanmış olan insan zihninde,<b> iki rakip düşünceyi tutmaya çalışma
sürecidir.</b><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Bu, insanın beyninin doğasında bilişsel tutarsızlığı çözmek için elinden geleni
yapmak üzerine kurulu olan bir şeydir. Yalan söyle, aldat, bahane bul ve onu
haklı çıkar sonra da görmezden gel. Çoğumuz bu zamanlarda herkesin çektiğimiz
zorlukları görmesi ve her şeyi gizleyerek olmadığımız gibi davranıp insanlara
sadece istediklerimi göstermek ikileminde kalmışızdır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Bu içsel karmaşadan çıkan ise bir fantezidir. Ucuz bir motelde yer
ayarladığımızı hayal ederiz ve oraya doğru yola çıktığımızda şunları düşünmeye
başlarız: “Oraya gidip insanlar beni aramaya başlayana dek orada kalacağım.
Daha sonra beni bulduklarında aklımı kaybetmeye başladığımı bilecekler."
Veya bir gün bulaşık makinesini boşaltırken elimizde bir bardak tuttuğumuzda
kendimizi “Tüm bu bulaşıkları camdan atmaya başlasam ailem delirdiğimi düşünür
mü?” diye düşünürken buluruz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;"><b>Birçoğumuz bu seçeneklerden tabii ki vazgeçeriz.</b> Bunların yerine
çocukları okuldan almayı tercih ederiz. Saatlerimizi kirli bardaklar yıkayıp
yaptığımız “kötü seçimler” için özür dileyerek geçiririz. Kaybetmek artık bir
şey ifade etmeyene kadar da kendimizi zorlamaya devam ederiz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;"><b>Orta yaş mı, orta aşk mı?<o:p></o:p></b></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Çoğu bilim adamı orta yaş sorunlarının anneliğin ilk anlarından
itibaren gelen korkularla alakalı olduğunu düşünüyor. <b>Aslında orta yaş
korkmakla ya da ölmekle alakalı değil. Orta yaş ölümün ta kendisi.</b> Hayatımız
boyunca inşa ettiğimiz duvarları yıkmak ölüm demek değil de ne? İster beğenin
ister beğenmeyin, fark etmez. Orta yaşınızın bir noktasında, hayatınıza devam
ederken karşınıza iki seçenek çıkacak: Eğilip bükülmek veya yeniden doğmak.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Belki benim gibi siz de harika bir şekilde insanları memnun eden
biri olabilirsiniz. Fakat bir anda <b>bu mükemmeliyetçilik ve kural
peşinde koşma boğucu gelmeye başlamıştır.</b> Ya da insanları kendinize
karşı belli bir mesafede tutuyor olabilirsiniz ve bu mesafe şimdi gitgide
çekilemez bir yalnızlığa dönüşüyor olabilir. Ayrıca halk arasında başka seçim
şansları olmadığı için diğer insanları koruyup kollayarak büyüyen insanlar da
vardır. İnsanları korumayı bıraktıkları anda ölürler ve yeniden doğumları
kendilerini nasıl koruyacaklarını öğrenmeleriyle başlar.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><b><span style="font-size: 12pt;">Konu ne olursa olsun, hayatımızın ilk yarısı yaralanmamak için
duygularımızı kapatmakla ve ikinci yarısı da yarayı iyileştirmeye uğraşarak
geçer.</span></b><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Bazı zamanlar duvarları yerle bir edip ölüme boyun eğmek beni
boğar ve ben de bu yüzden orta yaşı <b>orta aşk</b> olarak düşünmeyi
daha kolay bulurum. 20 yılımı utanç, güvenilirlik ve ait olmak üzerine
araştırma yaparak geçirdikten sonra <b>kendimizi sevmenin yapabileceğimiz
en zor ve en çok cesaret gerektiren şey olduğuna karar verdim.</b> Kendimizi
sevebilmek için belki de bize belirli bir zaman verilmiştir ve orta yaş da
bunun yarıl yol işaretidir. İşte şimdi utanmayı ve korkmayı bir kenara bırakıp
sevgiyi kucaklama zamanı. "Onu yapamıyorsan bunu yapma zamanı" da
diyebiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><b><span style="font-size: 12pt;">Orta yaş krizinin belirli bir zamanı olduğunu düşünmüyorum.</span></b><span style="font-size: 12pt;"><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Beni
vurduğunda ben 41 yaşındaydım fakat bu durumu otuzlarının başında ve
ellilerinde yaşayan arkadaşlarım da oldu. Bu, önce tedavi edip daha sonra
görmezden gelebileceğiniz bir şey değil. Bu sadece öldüğümüzde sonlanan bir
şey. Kendini sevme ve sayma arayışı ise orta yaşta insanın yüzüne çarpan yeni
hastalıklar gibi yani kronik bir durum. Orta yaşta başlasa bile hayatımızın
geri kalanında bununla mücadele etmek zorunda kalabiliriz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;"><br />
Ya da yirmilerinizde yaptığınız gibi evrenin yüklediği sorumluluklardan kaçıp
onun “Dikkat et” demesine izin verebilirsiniz veya otuzlarınızın başındayken
“Yavaşla” demesine. Size temin ederim ki evren orta yaşlarınızda size karşı çok
daha fazla dik başlı olacak. Ben onu görmezden gelmeye çalıştığımda ise evren
bana dönüp açık sözlülükle şunu söylemişti:<b> “Hayatın sana sunduğu
hediyeleri sağa sola savurmanın sonuçları var. Hayatının büyük kısımlarını
yaşamamanın cezaları var. Hayatını yarıladın sayılır. Artık harekete geç.”</b> Evrenin
bu konuşmaları zamanla azaldığında ve kendi kendinize düşünmeye başladığınızda
“Bir krizi tercih ederdim!” diye düşündüğünüzü fark edeceksiniz.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Evrene cevap vermenin bir yolu evrenin insana sunduklarına
yaklaşmak ve onun bilgeliğini kucaklamak, insana büyüme şansı verdiği için ona
teşekkür etmek ve yavaşça hayatın sırlarını çözmek için adımlar atmak. Ben bu
tip insanlarla çok kısıtlı zaman geçirdim, bu yüzden bunun işe yarayıp
yaramayacağından emin değilim.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Bunun
bir başka seçeneği ise bunların hepsinin olduğunu inkar etmek. Tabii ki bu
seviyede inkar etmek o kadar da kolay olmaz. <b>Orta yaş krizi
yaşamıyormuş gibi davranmak kulaklarınızı kapayıp bağırmaya çalışmak gibi bir
şey olur.</b> Bu her ne kadar çocuksu ve sevimli bir şeymiş gibi gelse de
aslında öyle değildir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Kulaklarınızı tıkamayı ve bağırmayı bıraktıktan sonra orta yaş krizini
reddetmeyi idare edebilmenin tek yolu daha da harika, kesin ve yargılama gücü
yüksek bir insan hale gelmek. Hayatında bir miktar bile olsa kuşku olmasına
izin veren insanlar istemeden de olsa orta yaş krizine girmiş olabilir. Aslında
bunun için onları suçlamamak lazım çünkü hayatları kontrolden çıkmış
durumdadır.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><b><span style="font-size: 12pt;">Acıyı azaltmanın yolunu bulmak</span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><b><span style="font-size: 12pt;">Eğer orta yaşlarımızda ustası olduğumuz tek bir konudan bahsedecek
olursak bu da acıyı nasıl azaltacağımızı keşfetmektir.</span></b><span style="font-size: 12pt;"> Hissizleşme
konusunda da çok iyi olduğumuzu unutmamak lazım –yemek, içmek, planlar yapmak,
muhteşem olmaya çalışmak ve gerçekten çok meşgul olmak. Ne yazık ki orta yaşı
hayatın diğer kısımlarından ayıran şey, insanın hayatta kalmaya çalışmasıdır
–ki bu özellik insanın hayatının diğer kısımlarında gelişmez. Orta yaşlarda
hissizleşmeyi tercih etmek demek ise aslında hayatınızın geri kalanı için de
hissizleşmek demektir.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Son olarak da “Daha fazla beklemek yok” kısmı gelir. Ben bunu
varoluşsal bir kafes dövüşüne benzetirim. Evren ve insan ringe çıkar ve sadece
biri kazanır. (Tabi bu sadece benim görüşüm, bunu atlamamak lazım)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Evren
bana gelip kulağıma bir şeyler fısıldamaya başladığında ise geri çekilip onun
suratına tükürürüm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Benden bir şey istemeye nasıl cüret eder? Hayatım boyunca yeteri
kadar fedakarlık yaptım. “Yeter be, kendin yap çok biliyorsan!” diye bağırmak
istediğim anlarda “Peki” diyerek içime doğru çığlıklar attım, her teslimat
tarihini yakalamış tüm beklenti ve istekleri de karşıladım.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Evrenin, sinirli bir ergenin annesi gibi arkasını dönüp gitmesini beklemiştim
fakat o bunun aksine önümde dikilmeye devam etmiş yanağındaki tükürüğü silmekle
yetinmişti.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Birbirimize bir dakika boyunca bakmıştık ve sonra ben <b>“Senden
korkmuyorum. Ne istediğini biliyorum ve cevabım hayır. Tüm hayatımı bu
duvarları inşa etmek ve bu hendekleri kazmakla geçti. Gerçekten küçük bir
rüzgarın beni yıldıracağını mı düşündün?”</b> demiştim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Ben doğuştan huysuz veya asi biri değildim; sadece </span><b style="font-size: 12pt;">hayatımın
otuz yılını kırılganlığı ve belirsizliği aşmak ve onları zekice yenmek için
harcadım.</b><span style="font-size: 12pt;"> Gerçek şu ki ulu evren benim kendimi onun gözetimi altına
sokmamı istiyordu fakat bu benim için çok manasızdı çünkü ben boyun eğecek
tipte bir insan değildim.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Evren buna karşılık sessiz kalmıştı.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Ben kendi sözümden dönmemiştim. Kendi kendimin destekçisiydim. Hazırdım. En
ciddi suratımı takındım ve evrene şunları söyledim: “Ne yapmaya çalıştığını
biliyorum fakat bu işe yaramayacak. Hazırım. Yıllarımı utanç, kırılganlık ve
insanları korkutmak için yüzlerine ne savuruyorsan onlar hakkında araştırmalar
yaparak geçirdim.”<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Bana sevgi dolu gözlerle bakan evren sözlerine şöyle başladı: “Bu
şekilde olduğu için üzgünüm fakat belli ki böyle olmasını sen istiyorsun. Bana
başka seçenek bırakmadın”.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Sakinliği rahatsız edici derecedeydi. Korkmuştum. Pes etmiyordu.
Dehşet dolu bu anlarda korku ile karşılaştığım anlarda yapmayı bildiğim en iyi
şeyi yaptım –onu korkuttum. Onu iteleyip “Göster bakalım ne yapacaksan!” dedim.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><span style="font-size: 12pt;">O sevgi dolu gözleri bir nebze olsun değişmemişti. Bana baktı ve
“Yapacağım zaten” dedi.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><b><span style="font-size: 12pt;">Ve
evren hamlesini yapar…<o:p></o:p></span></b></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Hayatımın savaşını verdim ve ben kazanmıştım. Evren mükemmeliyetçi
bir “utanç araştırmacısını” kırılganlığını ve şüphelerini kullanarak nasıl alt
edeceğini biliyordu. Ne kadar sert veya uzağa düşersem düşeyim nezaket beni
kaldırıp savaşa geri sokmak için orada bulunuyordu.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12.0pt; mso-bidi-font-family: Calibri; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-fareast-font-family: "Times New Roman";"> </span><span style="font-size: 12pt;">Çok çirkin bir kavgaydı, fena silkelendim fakat bu hayatım boyunca
başıma gelen en iyi şeydi. Çok fazla acı çekmiştim ve kayıplarım vardı fakat
inanamayacağınız bir şey olmuştu –kendimi keşfetmiştim. Gerçek benliğimi.
Dağınık, mükemmel olmayan, cesur, korkmuş, yaratıcı, sevgi dolu, tutkulu ve
içten benliğimi.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 11.25pt; text-align: justify; vertical-align: baseline;"><span style="font-size: 12pt;">Yazar Maya Angelou şöyle der:<b> “Hayatta, içinizde
anlatılmayan bir hikayeyi tutmaktan daha büyük bir ızdırap yoktur”</b>. Ben de
hayatım boyunca hep hikayelerin gücünden gururlanmışımdır. Aslında onların
gücüne o kadar çok inanırım ki tüm kariyerimi anlatılmamış hikayeleri keşfetmek
ve gün yüzüne çıkarmak için harcadım ve mucizevi bir şekilde orta yaş
aydınlanmasının bana kalbimde ve kafamda nasıl cesur olmam gerektiğini öğretmiş
gibi hissediyorum. Hala teslim olmakta veya “Sorularda yaşamak” konusunda o
kadar iyi değilim fakat ilerliyorum. Muhtemelen “Sorularla kıvranmak” halinde
olduğumu düşünebilirsiniz. Aslında öyle değil, hala gelişiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="line-height: normal; margin-bottom: 0cm; text-align: justify;"><span style="font-size: 12pt;">Evrenle ilişkimizi bu noktada göz önüne aldığımda ise aslında
yakın arkadaş haline geldiğimizi söyleyebilirim. Hatta onun kendi benliğim
olduğunu fark ettiğim anda onu sevmeye ve ona güvenmeye başladığımı da
söyleyebilirim.</span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;">ps. başlık şarkısı da, sözleri ile de bence yazı ile epey örtüşen İçinden Gelmez ve Jabbar</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-2779017837939729332022-08-17T14:00:00.003+03:002022-08-17T14:08:01.431+03:00"bu kadarı var bana hayatta, yetinirim belki"<p><span face="Calibri, sans-serif"> İnatla
blog'da doğum günü muhasebesi yapmaya, kıyısından köşesinden devam ediyorum...<o:p></o:p></span></p><p><span face="Calibri, sans-serif">Instagram
hedefli bu yazıyı; şahsi hafızam adına buraya ekliyorum. <o:p></o:p></span></p><p><span face="Calibri, sans-serif"> </span></p><p><span face="Calibri, sans-serif">Fotoğrafı
da, aşırı gizli karakterim sebepli eksik sadece...<o:p></o:p></span></p><p><span face="Calibri, sans-serif"> </span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMrcKt9uzrGw81W3LAII14R_L88ebvKPD-QFZic5EytkOolDct_ldcOnC483TuEe88kV4cE9GK34nG7vH1sLMrD2zN2wbSaKqv7z6Hiem17X6zf9K98hE2yWPGOMJxudIHzqbmhm7L9B1mxufNFn_i-PeiAfn-q27YdyrcnDrhzcugbVPTju-HDjYHEA/s4032/20220807_200247.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjMrcKt9uzrGw81W3LAII14R_L88ebvKPD-QFZic5EytkOolDct_ldcOnC483TuEe88kV4cE9GK34nG7vH1sLMrD2zN2wbSaKqv7z6Hiem17X6zf9K98hE2yWPGOMJxudIHzqbmhm7L9B1mxufNFn_i-PeiAfn-q27YdyrcnDrhzcugbVPTju-HDjYHEA/s320/20220807_200247.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><span face="Calibri, sans-serif"> </span><p></p><p>
</p><p><span face=""Calibri",sans-serif" style="background: white; color: #222222; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">İlkokula başlayan, bu dudak bükücü halimin bir 40 yaş hayali
var mıydı pek emin değilim.. o zaman için, 40 yaş hiç gelmeyecek uzak bir zaman
dilimi, olsa olsa anne babaların erişebildiği dönemden başka bir şey
değildi...</span><span face=""Calibri",sans-serif" style="color: #222222; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><br />
<br />
<span style="background: white;">Vefakat çocukluk bitip gidince, geçmez denilen
zaman geçiyor, hayaller gerçeklere de çoğu zaman geçiliyor...</span><br />
<br />
<span style="background: white;">Bugünden bakınca, hayatın babamı alıp gitmesi
dışında bana iyi davrandığını tüm minnetim ve şükranımla söyleyebilirim....daha
iyi şeyler olabilirdi muhakkak ama işte olmamış ise ya ben beceremediğim, ya da
istemediğim içindir..</span><br />
<span style="background: white;">kısa yoldan kader ya da yazgı diyerek,
sorumluluğu bir başkasına atacak inkar seviyesinden ise çok şükür epey
uzaktayım..</span><br />
<span style="background: white;">Geldiğim noktada, kendini pamuklara sarmak ile,
yerden yere vurmanın ortasında bir yer olduğunu ve insanın kendisi ile de
gayet iyi anlaşabileceğini düşünüyorum...</span><br />
<span style="background: white;">Bu yaş mevzusunda da kendimi teselli etmek ile
bedenimin artık alışageldiğim bedenim olmadığını, aklımın eskisi gibi
çalışmadığını yok sayarak komik duruma düşmenin bir orta noktası olmalı...</span><br />
<span style="background: white;">Hiç yaşını göstermiyorsun veya hiç oyle
hissetmiyorum demek yerine, gidenlerin yerine gelenler ile ne yapabileceğimi
düşünmekten tarafım..</span><br />
<span style="background: white;">Gelecek tüm yaşlarımdan dileğim, hayatimdaki
zorunluluk gönüllülük dengesinde, terazinin hep kendilik tarafında olmasından
yana...</span><br />
<span style="background: white;">Pazarlık gücüm yok biliyorum da zaman boş ders
ruhunda akıp gitmez ise de ne mutlu bana... </span></span><span face="Calibri, sans-serif"><o:p></o:p></span></p><p><span face=""Calibri",sans-serif" style="color: #222222; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="background: white;"><br /></span></span></p><p><span face=""Calibri",sans-serif" style="color: #222222; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"><span style="background: white;">ps. başlık şarkısı da kaç kere kullandığımı unuttuğum Erdem Yener- Belki'sinden....</span></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-57641204604077738052022-06-23T15:08:00.000+03:002022-06-23T15:08:08.774+03:00"benim gibilerin huyu bilinir, suyu bilinir olduğu gibi"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaDoV-o52rMF9vNfobbLRk8q20P71pjrcK9OUY_J50quli-cGUEyblxbC-ELZr8VZj_zNwWL_VR3-y28FIRF6Jz8hsBmBJ1VU5a7QRGA0_H80jyCviDRktZmqNEp1chQ7310Ot08DnEsNnzjUFU-3B-Izj2z6R26aXAQoXgaAaRX0R7eIYZnOyRFsrGg/s4032/20220616_060518.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiaDoV-o52rMF9vNfobbLRk8q20P71pjrcK9OUY_J50quli-cGUEyblxbC-ELZr8VZj_zNwWL_VR3-y28FIRF6Jz8hsBmBJ1VU5a7QRGA0_H80jyCviDRktZmqNEp1chQ7310Ot08DnEsNnzjUFU-3B-Izj2z6R26aXAQoXgaAaRX0R7eIYZnOyRFsrGg/s320/20220616_060518.jpg" width="320" /></a></div><br />ahbuben...<p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">ruhumda seçim
yapamamanın sonucu olarak bazı duble yollar inşa ediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Özellikle sportif
mecralarda, hiçbir şeyi “tam” olarak içime sinmediğimden, hep bir ikili oyun
sürdürüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Yeniye burun
kıvırmamak adına, eski ile bağımı koparmadan yeni ile hasbihal ediyorum. Alışabilme
sürecimi bu şekilde ruhen az hasarla atlattığımı düşünüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Taşınma sonrası,
spor salonu ve yeni hoca ile ilişkilenmem de bu dilemmadan payını aldı. Çoğu
kez tecrübe ettiğim üzere, alıştığını aramak insana sadece memnuniyetsizlik
getiriyor. Bu nedenle yeni ile eskiyi mix ediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Eski ergen
günlerimdeki gibi, yediğimi içtiğimi aldığım nefesimi yazacak şeffaflıkta
olmasam da, halimin saçmalığını anlatabilmek adına bir takım ek bilgiler ışığında,
ben bunu neden yapıyorum’u sorgulayacağım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Şu an kısmen oturduğum
yere yakın bir spor salonuna üye olsam da, kendisi ile tüm ilişkim sadece özel
ders için salona girmek kapsamında. Aslında kendi nazarımızda oturttuğumuz bir
düzen de mevcut. Vefakat ben bazı şeylere alışıp, bir de sever isem pek kolay
bırakamıyorum. Bunun için de haftanın belli günlerinde de eski salonuma gitmeye
devam ediyorum. Bu karmaşanın yanısıra bir de koşu günleri var ki, onu da yine
eski mahallemde icra ediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu karman çormanlık
hayatıma, her sabah erken kalkma ama bazı sabahlar daha daha erken kalkma; evden
çıkarken gerçek anlamda, bugün nereye gitme günümdü diye düşünme ve hiçbir şeyi
otomatiğe alamama gibi güzellikler kattı. İşten önce sportif faaliyetlerimi
tamamlama lüksü de, bana her gece tatile çıkarmış gibi valiz yapma, daimi bir
dağınık bagaj külfetini de ayrıca yaşatıyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Anlayacağınız hem
yoruluyorum hem de bu karmaşa ile besleniyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bir de bunun
ilişki yönetimi kısmı var ki, prensip olarak 2 hoca ile ilerlediğim her dönemde
birini her şeyden haberdar ediyorum. Yani eski hocam, hangi gün nerede ne yaptığımı
bilse de, yeni hocama ben dün de antreman yapmıştım diyemediğim için kanımın
son damlası ile performans sergilemeye çalışıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Elbette bunun bir
paralelini kuaförlük hizmetleri kapsamında da yaşıyorum. Çok eşyadan arınma
hedefimde milim ilerleyememişken, diğer alanlarda da kendimi bolca karmaşaya
tabii tutuyorum ki, aklım bir sakinlemesin, hep bir çoban salata kıvamında
olsun…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR"> </span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-3071932008808673822022-04-11T21:33:00.005+03:002022-04-11T21:33:53.340+03:00"geçer devran, takvimler el değiştirir. gün gelir zulüm de göçer"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI7CVaUKTbYukXxTIGYtULusNYedySFzPQ12d53oFWuQsVb6FXn9X0fHCF7TDv5zuIm8gsYZACi5bG1Fhxm_yDAx7yTQCl14i2oYni_tqRbFnYFzdJops5L0UvJbEa7SmT7kVIbNUpTvdp4QB2vsu6l0Narcgi3vxcCIg52RsuJMJ3dpXqxbFMh1ypyQ/s4032/20220409_063541.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjI7CVaUKTbYukXxTIGYtULusNYedySFzPQ12d53oFWuQsVb6FXn9X0fHCF7TDv5zuIm8gsYZACi5bG1Fhxm_yDAx7yTQCl14i2oYni_tqRbFnYFzdJops5L0UvJbEa7SmT7kVIbNUpTvdp4QB2vsu6l0Narcgi3vxcCIg52RsuJMJ3dpXqxbFMh1ypyQ/s320/20220409_063541.jpg" width="320" /></a></div><br />zihnimde grup
gündoğarken ve yeni türkü birbirine fazlaca karışmış durumda. Kalabalık erkek
grubu klişesinden ziyade ( boyband demek absürt olacaktır sanırım) müzikal yakınlıktan
olsa gerek, “sen benim şarkılarımsın”ı Yeni türkü söylüyormuş deseler şaşırmam
ki, Düş Gibi Bir şey ile denkleşme yazımda da bu sorunumu açık etmiştim.<p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Tekrara düşmem
hafızasızlığımdan değil, aksine aşırı tutarlılığımdan olduğu için, daha önce
twitter’da yazdığım bir şeyi burada da vurgulayacağım. ( keza ben twitter’da
eski twitlerimi de ben şöyle bir şey yazmıştım diye nickim ile birlikte aratanlardanım,
bu arşiv işinini bir kolay yolu var ise lütfen beni haberdar edin) <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Yeni Türkü sevmeye
başlamak, net bir yaşlanma belirtisi ki benim de kendilerini sevmem ve günün
sonunda bir konserlerine bile gitmem son 3 yılda vuku buldu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kaç tane Yeni
Türkü şarkısı biliyorum gibi bir soru sorsanız, iddialı sayılar veremezken
aslında her şarkısına aşina olduğumu, bir şekilde belki de iddiasız şekilde kulağımıza,
anılarımıza yer ettiğini de bu konser sayesinde anladım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kullandıkları müzikal
entrümanlar sebepli ( üflemeliler, ud, kemençe ve bağlama) birçok şarkısı bana
aynı tınıda ve de tanıdık geldiği için, girişle beraber bu hangi şarkıyı idrak
etmem kolay olmasa da, kendimce ayrıştırdığım eserleri az değil. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Aslında işin
güzel ve de renkli kısmı, o kadar gizli kalmışlar ki, her dönem bir başka şarkı
ile tanışıp, bugüne kadar nasıl da farkedememişim diyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu kapsamda,
İnatçı’yı tüm şarkılarından öteye bir yere konumlandırıyorum ki, şarkıyı benden
başka bilip üzerine de bu blogu okuyan bir kişi olabileceğini sanmıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Karanfil’i ise
bir youtube kaydı sayesinde dinlemeye başladım ve güncel tabloda nazarımdaki en
iyi şarkısı diyebilirim. (neye görenin açıklaması yok)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Meral Özbek’in de
Derya Köroğlu’nun eski eşi ve bu şarkının sözlerinin sahibi olduğunu da
lüzumsuz ek bilgi olarak verebilirim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Konsere dair felsefi
tespitim ise, bazen bir şeyleri seviyoruz da sevdiğimizi anlamamız epey zaman
alıyor ya… İddiasızların kaderi tam olarak bence bu…Bir şekilde insanların
hayatlarında yer etseler de, ne o insanların ne de iddiasızların bu gerçeği
idrak etmesi de kabul etmesi de pek kolay olmuyor…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu kapsamda biraz
da “impossible to forget, hard to remember” gibi…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Müzikaliteden bağımsız,
Derya Köroğlu’nun Yeni Türkü’deki varlığı, kimlerin gelip kimlerin neden
gittiği…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Eski söz
yazarları ile olan ilişkileri vb de gün gelip kamuoyu ile bir şekilde
paylaşılır umarım.</span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR"><b>Bu yazıdan çıkartılmayacak sonuçlar; </b></span></p><p class="MsoNormal"></p><ul style="text-align: left;"><li><span lang="TR">Destina, Derya Köroğlu'nun en sevdiği Yeni Türkü şarkısı imiş. </span></li><li><span lang="TR">Yeni Türkü Zamansız albümüne de genel olarak burun kıvarabilirim gibi. Yani bazı yorumlar fazlaca anlamsız geldiğinden, iyileri de harcıyorum galiba vefakat yine de bu tribute albümünde saadet zor, önyargı da çok.... </span></li></ul><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR"><i>ps. başlık şarkısı Yeni Türkü'nün gizli kahramanlarından Murathan Mungan'ın Karanfil şiirinden...</i></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-85775113581099183392022-04-11T14:24:00.001+03:002022-04-11T14:24:15.985+03:00"gözlerimi sel basmış, yağmurlar ardındayım"<p> <a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQBhzJKN1CSWLt5qnCtG8qkZUMWsHmFRvzlQdxXf_E-_FnrUoOb5cFcT-ea6GjwGj68gpoMVgZ8bFA7ylZyzCSZWNKeYFFoK-hZZMy-oV_cUQBouCr43CcXhQc8NkgDu33WU8zKZJDSKQXOqvWazvOcJ7FYoqdihVSfARug1ulel6iI7b1KmCSrFD31Q/s4032/20220409_193810%20(1).jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgQBhzJKN1CSWLt5qnCtG8qkZUMWsHmFRvzlQdxXf_E-_FnrUoOb5cFcT-ea6GjwGj68gpoMVgZ8bFA7ylZyzCSZWNKeYFFoK-hZZMy-oV_cUQBouCr43CcXhQc8NkgDu33WU8zKZJDSKQXOqvWazvOcJ7FYoqdihVSfARug1ulel6iI7b1KmCSrFD31Q/s320/20220409_193810%20(1).jpg" width="320" /></a> </p><p><br /></p><p style="text-align: justify;">Genel olarak utansam
da, bazen kültürel cehaletim sebepli kendimi şanslı adlediyorum. Aslen bazı
güzellikleri gecikmeli keşfetme sebepli, mahcupken mutlu olabiliyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Hayatımın en depresif
zamanı olan 2019 yazın, arabesk müzikle dirsek temasımı da bi küple arttırdı. </span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: justify;">Spotify da konuya ayak uydurmak zorunda kaldığı için, beni yaz vakti “ağla sevdam “ile
tanıştırdı. Hafızam beni yanıltmıyorsa, haftalık keşif’te karşıma çıktı şarkı
ki, öncesinde hiç duymadığımı düşünüyorum.</p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Aslen başka
zamanlarda, bu tür dram müziklerinden itina ile kaçsam da, belki şarkıyı duysam
da içselleştirmedim. Vefakat gerçek bir acıya tuz basma isteği, bünyede vuku
bulunca “ağla sevdam” dan alası da kolay kolay bulunmaz sanıyorum…sözlerinde aşığım
ben sana çok aşığım dese de, bence bu şarkıdaki konu aşk acısı değil, ya da
benim acım öyle olmadığından hiç o gözle değerlendirmedim. Vefakat şarkı demek
de çok yanlış, net bir ağıt olsa gerek. Melodisinin yanı sıra Yusuf Taşkın’ın
da sesi ile bambaşka bir tesir yaratıyor…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Eylül sonu Kaş
tatilinden dönerken, şunu yazmıştım twitter’a; <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"><i>“Bu tatilde de “ağla
sevdam” gerçeği ile tanıştım. Ne mutlu ki, dram kategorisinde imdb puanı 10
olacak bu tür şarkıları en geç duyanlardanım. </i></span></p><p class="MsoNormal" style="text-align: center;"><span lang="TR"><i>Bu tür melankoli mecraları için ignorance
is net olarak bliss”</i><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Bu nedenledir ki,
ağlamak isteğim, ağlayabilme lüksümün olmadığı zamanlarda, playlistimde şarkı
çıkar çıkmaz değiştiriyordum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Yıllar öncesinin
Dünya Hali kayıtlarında, sadece entelektüel bilgisine değil, müzik keşiflerine de
hayran olduğum Engin Geçtan sayesinde denk gelince şarkının evrenselliğini bir
kez daha anladım. (Konumuzdan tamamen
bağımsız aşırı sevdiğim bir başka müzikli manifesto“ wear sunscreen”i de dünya
halinin kayıtlarına denk gelmekten ne kadar mutlu olduğumu anlatamam)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Bu yazıyı yazmama
da Ağır roman ile ilgili <a href="https://nzaferyilmaz.medium.com/sonu-olmayan-alternatif-yollar-6f8c06bdf75c">bir başka yazı</a> ve de şarkıların hissettirdikleri neden
oldu..halen şarkıyı duymamışlar var ise, dinlememenizi öneriyorum. Gün gelince
o şarkı sizi bulur ama dilerim, bu tür bir ağıtı anacak bir acınız da olmasın…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Şarkıyı bilen,
mazoşistlik kapsamında sevenler de ruhsal rezonans kapsamında beni anlamıştır
diye düşünüyorum da bu iyi bir şey mi bilemiyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Bahar geldi, kuş
sesleri, erken aydınlanan hava, umut diyecekken, yağmur sebepli yok yere
depresif olduk…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal" style="text-align: justify;"><span lang="TR">Yarın kaldığım
yerden iyimserliğim ile devam etmek umudu ile…<o:p></o:p></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-84446686293919646822022-03-29T11:14:00.003+03:002022-03-29T11:14:13.274+03:00"you bring me back"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtSGLVpf1nZqiBhwzZtUmvKOyLq6emGVmqt8g1GhTbPzde5pPjHZ3VzDyBC2LEwxJbgLe3A5kGaWtKsBTl2-qwuJjaIi_lOEknaP6WZKWofIjspn7l1oHEBhV-OQp3jg4APuTKJ-GiwLN9S3z__3PBb7IaIbT2wKkh3akJ0yme_p2qk6IRYKdaw1inIw/s4032/20220122_173820.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtSGLVpf1nZqiBhwzZtUmvKOyLq6emGVmqt8g1GhTbPzde5pPjHZ3VzDyBC2LEwxJbgLe3A5kGaWtKsBTl2-qwuJjaIi_lOEknaP6WZKWofIjspn7l1oHEBhV-OQp3jg4APuTKJ-GiwLN9S3z__3PBb7IaIbT2wKkh3akJ0yme_p2qk6IRYKdaw1inIw/s320/20220122_173820.jpg" width="320" /></a></div><br /><br /><p></p><p>Previously on
tugba’s home dilemma;</p>
<p class="MsoNormal">yine ve yeniden, bir ikametgah yazısı....</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">2.5 yıldır,
özellikle covid sürecinde hayatımı güzelleştiren Anadoluhisarı’nın ömrü de buraya
kadarmış..<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Akılsız ve de
parasız olmamın yanısıra, hayatın bana bir mesajı olarak sürekli taşınmak
zorunda kalıyorum. Başına gelen her kötü şeyi, başkasına dayandıran insanları
kısmen “aciz” bulduğum için de, bir kısmetsizlik var bu ev işinde demek yerine;
tedbil-i mekanda ferahlık var diyerek kendimi avutuyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Süreç kısmen
birden bire oldu, bir yandan da bir türlü olamadı…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Ezcümle; hem talihli
hem talihsiz olduğum bir dönemle kürkçü dükkanım Acıbadem’e geri döndüm.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Hissimi şu an
için idrak edemediğimden, dillendiremem.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Genel olarak Ocak
ayından itbaren yaşadığım ex-evsahibi dırdırından kurtulmak güzel. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Evimin yaklaşık 2
ay taşınmaya hazır, karman çorman olmasından bir düzene geçmek güzel. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Anadoluhisarı’nın
en güzel zamanı olan Bahar’ı orada yaşayamamak üzücü<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bildik ve tanıdık
yerlere geri dönmek huzurlu, <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Bu kadar çok eşya
sahibi olmak yorucu ..<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Anadoluhisar’ında
parçası olduğum şeylere uzak düşecek olmak üzücü…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Alışmak sevmekten
daha zor geldiği için de, bir süre eski mahalle ile git gel yaşayacak olmam
komik<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">başıma gelenleri kabul etme yelpazemin tek renkte sınırlı olmadığının farkına varabilmek de, her açıdan büyük ilerleme. </span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR">ps:mahalle ve ev sahibi olarak kullanmaya başladığım eski yeni de; son dönemim adına favori kalıbım...</span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-22827894711694942832021-12-30T16:30:00.008+03:002021-12-30T21:39:31.656+03:00"kalbin rengarenk atmamış ki, yüzün o yüzden sararıp solmamış"<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjDvOETtX8_CtlTqQ_3KX3UVuYz6JoqR84RJgEr5xQFaq9H5Yp5l5qIwn7hvv1jDnkUt2GP4v50h0UQe7sEvNOVYHg1-6R5-IbLcT5491fyTL0eGBX93QCwm27-3rLpTe5FRAWsHmUqjiMrz8hvrTWw6xSky7a2k1NTfSRY_UMARgdUN29vBRiE0c_03g=s4032" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1816" data-original-width="4032" height="144" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjDvOETtX8_CtlTqQ_3KX3UVuYz6JoqR84RJgEr5xQFaq9H5Yp5l5qIwn7hvv1jDnkUt2GP4v50h0UQe7sEvNOVYHg1-6R5-IbLcT5491fyTL0eGBX93QCwm27-3rLpTe5FRAWsHmUqjiMrz8hvrTWw6xSky7a2k1NTfSRY_UMARgdUN29vBRiE0c_03g=s320" width="320" /></a></div><div><br /></div><div><br /></div>Bitti..<p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Benim için geriye dönünce hatırlaması ve ayrışması zor olanlardan olacak...</span></p><p class="MsoNormal">Günlük mutluluklar
ile idare etmişim de orta vadeye saadet yayamamışım gibi düşünüyorum bugünden
bakınca…</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Yine de
şükrediyorum. Mutlu olmanın bir zorunluluk olmadığını öğrendiğim, kendimi
zorlarken aynı zamanda beni bana ve de oluruna bırakabildiğim için...<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">İtiraf ediyorum yerimde
saydığımı düşündüğüm zamanlar pek boldu..en çok da buna üzülüyorum galiba... ileride yaşayacağım "kıymetini bilememişim" pişmanlığına<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">İçimden sayısız
küfürler ettiğim, kızgınken çokça gülebildiğim sayısız anlamsız vakit geçti. Geriye
dönüp bakınca iyiki’si az diyeceğim de, gelecek ile sınanmaktan da korkuma
şikayet de edemiyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Biliniz ki, Türk
söylenmez söylenir lafının hakkını veriyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Kendi nazarımda
çok şey ile vedalaştım. Kimi zihnimde kimi ruhumda gerçekleşti bu vedalar. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">bazı özlediklerim
oldu<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR">Ne acı ki, onlarla
gizliden gizliye konuşmaya devam ettiğimi hiç bilemediler...<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><i><span lang="TR">ps. başlık şarkısı; tek bir şansım olsa seçeçeğim 2021 şarkısı olan Yüksek Sadakat'ten </span>Rengarenk...</i></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-2351707930366178552021-12-03T16:43:00.004+03:002021-12-03T17:00:36.583+03:00"completo incompleto"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwGagXiq_hIKu_jzhxTrc24cYG3sFk2as5yk33bzHFGgU9A4VnqeymvT-duEs-DHw-5ZTZXP8yXSBBSQrkX4A' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><br /><span style="font-size: 12pt;">Bir yerden başlamak gerekiyor…</span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Zihnimdekileri derlesem, aslında bunu blogda yazsam diye düşündüklerimi süpüre süpüre bugüne geldim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Sanırım en çok da kendi kendimi geçiştirdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Aslında zihnime düştüğüm bazı notları kayda da almak
istiyorum. Kelimeler hisleri görülebilir kılıyor, bazen korktuklarımızın sadece
gölge olduğunu farkedip rahatlıyoruz bazen yoksaydıklarımızın bizi ne kadar
yaraladığını…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bu yazının bir amacı yok, çünkü amaç baskısı beni yazıdan
koparıyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bir koca yıl geçti. Renkli değil evet, buna karşın zorlu
da diyemem. hayat buna şükrettirir oldu çoğumuzu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Karantinalar, pandemiler vesile oldu da kendi kendimi kısıtladım
ve sakinliğe evrildim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bir takım yol ayrımlarına girdim ki, ruhum endişelenmesin
diye hep dedim ki kapı açık, istediğin zaman tüm u dönüşleri serbest.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Çok şey yaptım da, günün sonunda başarıdan yana yoksun kaldım gibi bir haliyet-i
ruhtayım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bir şey olma, bir yerlere varmaktan ziyade kendimle
kalmanın sakinliğindeyim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Herkesi, her şeyi anlıyorum da birçok şeyi anlamlandırmakta
halen zorlanıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">2021 yılı için kendime renk düşünürken, pastel renklere
gidiyor seçimim, parlak renkler için cesaretim var mı kendime bunu soruyorum. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><i>ps. başlık şarkısı Dünya Hali sayesinde keşfettiğim sayısız güzel şarkıdan en çok sevdiğim, en az mırıldanabildiğim Jarabe de Palo şarkısından. </i></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"><br /></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-46930927488406371482021-05-06T22:37:00.001+03:002021-05-06T22:37:05.953+03:00"silver springtime"<p> story'de kalmasın klişesi vol 2; isyanım like'lar ile sınırlı kalmasın istedim. </p><p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwkX72n1rWzuuXbO750AYthWghDI0YPMwtcPv2O3uO4iL4cXt0oJIEzg6Uul2YWR6mHkuBvInQ5eaG5qZyT1w' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><br />Saygıdeğer hızır ve ilyas bey'ler;<o:p></o:p><p></p>
<p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Size birkaç ufak ricamı, deniz yolu ile iletemediğim
için, yalan dünyamızın biricik neferi instagramdan seslenecek, birazcık da
içimi dökeceğim, lütfen kusuruma bakmayın..<o:p></o:p></span></p>
<p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Ben de isterdim, boğaz kenarında şimdi bu kağıdı
nereden atmalı, az insana rezil olmali diye düşünürken aman be Hıdrellez değil
mi, kime ne diyebilmeyi...vefakat bizim denize çıkan yollarımız kapalı beyler...keza
aslında tc pasaportu olan fanilere, <o:p></o:p></span></p>
<p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">umut etmek dahil tüm yollar kapalı.. falda yol var
diyen hayal tüccarına bile inanmamız zor, zira ruhumuzu kurutacak kadar
hayatımızı mahvettiler. Ülkenın Mayıs tarihi, 19 Mayis haricinde pek matah da
değil ve ülke seçici geçirgen olduğu için, kapalılık da kişiye, işe ve politik statüye
bağlı..</span></p><p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">isyan edecek çok hadise var da ama sizin sorumluluk alanı daha çok
istekler olduğu için, görevlerin ayrılığı ilkesi ile konuya geliyorum;<o:p></o:p></span></p>
<p class="pa" style="background: white;"><span style="color: #252525; font-family: "Calibri",sans-serif; mso-ascii-theme-font: minor-latin; mso-bidi-theme-font: minor-latin; mso-hansi-theme-font: minor-latin;">Bireysel taleplerden ziyade, kollektif bir rica
olarak kabul edin ve endişesiz nefesler almamızı, insan olduğumuzu, özgürlüğümüzün
saçmasapan sebepler ile gasp edilmedıği, sosyal bir varlık <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>olduğumuzu, korku ve öfkeden başka
duygularımız olduğunu hatırlatan hayatlarımızı geri verin...<o:p></o:p></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-44220914421040693532021-05-06T21:53:00.005+03:002021-05-06T22:09:12.645+03:00"ama senin o gözlerin hep kandırıyor beni, bir anlamı olduğuna hayatın"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOjpnhe5ZiwKHd7Pc0Tc43xpH1Ro26a4A5qpTRFDHXnqpwK6UQyb5_PF4XvYcReow4HIJogXQNWLtV6rAiPdQEgSGY0sPPDcBB_SWhLTUKLM30LL8sCSn2B_74fWAuBGwZPBqjoiazPN4B/s2642/20210505_073800.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2642" data-original-width="1190" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiOjpnhe5ZiwKHd7Pc0Tc43xpH1Ro26a4A5qpTRFDHXnqpwK6UQyb5_PF4XvYcReow4HIJogXQNWLtV6rAiPdQEgSGY0sPPDcBB_SWhLTUKLM30LL8sCSn2B_74fWAuBGwZPBqjoiazPN4B/s320/20210505_073800.jpg" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Hiç bitmeyen şimdiden
notlar…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Beykoz muhtarı
olma yolunda geçen ömrümün 2. karantina seferi;<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Tam tamına 7 gün
24 saat itibari ile siteden bir adım atmamış ruhumla bildiriyorum; şu ömrü
hayatımda “sitede oturduğuma da “ şükredeceğim günler de gelecekmiş. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bizim site adı
üzerinde site olup, ruhu ve kafası karışıklardan. Ama gelin görün ki, gizli
gücü ormanımsı gizli bir alanının olması ki, karantina olmasaydı benim
kendisinden haberdar olmam da mümkün olamazdı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ve devletimiz aldığımız
nefesi bile ipotek etmeseydi, en fazla yürüyüş için çıktığım ormanda koşmaya
meyletmezdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Geçen Cumartesi’den
itibaren koşmak sureti ile, sitemizin profilini analiz ediyorum. Geçen
Cumartesi’den itibaren, bu kız her sabah bu saatte koşacak azmi nereden buluyor
acaba diye de komşuların kafasında soru işareti bırakıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Aslen sabahın
körü ve mekanın konsepti gereği, daha çok köpeğini gezdirenler arasında, ben de
koşmak sureti ile kendimi gezdiriyorum. Benim gibi bir ev-sizin, 1 haftadır haliyet-i
ruhunu normal seyirde tutmasının, her türlü abukluğa ortalama düzeyde isyan
etmesinin tek uyuşturucusu da sanırım bu etkinlikler oldu.</span></p><p class="MsoNormal">Ömrümün sosyalleşme
basamaklarında olduğum için, koşarken denk geldiğim birkaç kişi ile de muhabbete
girdim ki, yazıyı yazma sebebim de aslen bu. Kendilerinden yola çıkarak müsaadenizle
tümevaracağım; vefakat bu koşu sevdalıları, ne kadar sıklıkla koşuyorsun sorusunun
akabinde, yarışlara katılıyor musun demezse kendini eksik sanıyor.</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Benim gibi, yoğun
koşan bir insanın bir hedefinin olmamasını da anlamlandıramıyorlar. İlla onlar
gibi koşulara hazırlanmalıyım, illa vücudumu zorlamamalıyım falan ve filan. Hele
o saatleri yok mu, onsuz koşu da koşu sayılmaz, kayıt altına alınmayan hiçbir
aksiyonun onlar için geçerliliği yoktur. <o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibEXP4Lx-aIodLv3oZdv8bzLtne1s3wFwSIVKHxyuQ6NSW3VEeKtFgfwT5qybem4w45nLVIaFv4_Si6CXpPDpuhif_1mUpJZOB8K_aDh_40sWdjQltzYXGpIQVSVaqoW0YQjvgc311mGb6/s2642/20210503_074833.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1190" data-original-width="2642" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEibEXP4Lx-aIodLv3oZdv8bzLtne1s3wFwSIVKHxyuQ6NSW3VEeKtFgfwT5qybem4w45nLVIaFv4_Si6CXpPDpuhif_1mUpJZOB8K_aDh_40sWdjQltzYXGpIQVSVaqoW0YQjvgc311mGb6/s320/20210503_074833.jpg" width="320" /></a></div><br /><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><br /></span><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Beni okuyanların
az çok anlayacağı üzere, densizlik’e pek sempati besleyemiyorum ve birçok
bilmiş olarak da başka çok bilmişlerle anlaşmakta da zorlanıyorum. Aslen
istemeden verilen akla acayip gıcığım; ondan da ziyade “paşa gönlüm böyle
istiyor olabilir mi” demek istiyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ezcümle; türk
insanının tanımadığı ya da huyunu suyunu bilmediği insanlar için en iyisini
bilebileceğine dair tuhaf bir güvene sahip. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Vücudunu
dinlendirmen gerek, yoksa sakatlanırsın sonra kaç yıl çile çekersin diye, küçük
çocuğu polisle korkutur gibi korkutmalarına da ekstra gıcık oluyorum. Dedikleri
çok rasyonel de, sorun bakalım ben en son ne zaman rasyonel oldum. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>(Bir yanımla da bana bir şey olmaz derken,
başıma bir şey gelir de haklı çıkarlar diye de korkulara düşüyorum. )<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bu durumda da ben
de huysuz oluyorum, ruh-i asosyal oluyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">İşin daha trajik
kısmı, öyle “sempatik gibi” olabiliyorum ki, bu hissiyatlarımı da yüzüme değil
de klavyeme yansıtıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><o:p> <i>ps. başlık şarkısı Ekin Beril ve Körkütük...</i></o:p></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-16821146744387125992021-05-01T20:17:00.002+03:002021-05-01T20:20:17.826+03:00"life is a series of seperation"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMmrOpFTxYL847oRt-4hyWyaD8aoqxzGA8WQ2SNNkoyWtAhH6f7_s68PO8Lnm56J-qN1ceasE1CriOCFEcorPSCDTkf_jXmaWN5GpMoM9CCleEW9Dl9QtDSFO7SiR8zybw7K1m-uIT1xBK/s400/0001911722001-1.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="400" data-original-width="256" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgMmrOpFTxYL847oRt-4hyWyaD8aoqxzGA8WQ2SNNkoyWtAhH6f7_s68PO8Lnm56J-qN1ceasE1CriOCFEcorPSCDTkf_jXmaWN5GpMoM9CCleEW9Dl9QtDSFO7SiR8zybw7K1m-uIT1xBK/s320/0001911722001-1.jpg" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Ömrümüzün sonu gelmeyecek gibi gözüken karantinalarında; geçtiğimiz yıl Nisan ve Mayıs dönemlerindeki sokağa çıkma
yasakları haricinde, pandemi kaynaklı evde kaldığım süre kısıtlıdır. Hem iş hem
de sabah koşuları nedeni ile bir şekilde dışarıda olabildim ki, beni bilenler
aksinin de ruhuma pek iyi gelmeyeceğini öngörebilir. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Bu sebeple, yalandan olan bu tam kapanmada en büyük
derdim, nasıl ya sabah koşuları da mı yok oldu? Bunun dışında zaten hayatımızın
içine edildiği için, mahrum kalacak da sayılı alanım kalmıştı, en keyiflilerinden
birini de devlete yok yere kurban verdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Evde olmanın nazarımdaki en keyifli yanı, bir blog sahibesi olduğumu
hatırlamak. Aslında zihnimde ve ruhumda yer eden birçok şeyi, buraya not düşmek
istesem de, ıvır ve de zıvırdan buna hiç fırsat gelmiyordu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Şimdi evdeki ütüler mi blog yazısı mı dilemmasında
yazı yazmak açık ara kazanan oldu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Yaklaşık 1 ay önce, temaslı’lık klişesi altında 1 haftayı
evde geçirmem gerekti. Tam da o dönemde, Engin Geçtan ile Timuçin Oral’ın Açık
Radyo’daki programının kitap haline getirildiği haberlerine denk geldim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Genel hayat gidişatımda tersten ilerlemek gibi bir hobim
olduğu için de, hiç dinlemediğim radyo kayıtlarını kitap haberi ile dinlemeye başladım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Ve o evde kalma haftamda uzun zaman sonra Netflix izlememe sebep olan New Amsterdam ile birlikte Dünya Hali, tam anlamıyla zihinimi ele geçirdi. Sayelerinde durmak ile ilgili zerre
sıkıntı duymadım. Keza Dünya Hali’ni yürüyüşlerde dinleyip, bazı semtlerde
onlarla birlikte yolculuk ettim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Aşırı sevmelerim olağan sonucu olarak, ısrarla yakın çevreme Dünya
Hali’ni dinlemelerini önerdim ya da bizzat dinlettim. Bir çırpıda kitabını da
sipariş verdim ve sanki ders çalışırmış gibi, hem dinleyip hem de kendime
notlar çıkardım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Engin Geçtan’ın, 2016 yılında Hayat ve İnsan Olmak’ı
okuduğumda çok etkilendiğimi sanıyordum ki, 3-4 ay öncesinde yeniden okuyarak
aslında kaçırdığım birçok satırarasını farkettim. Hem kendimi gördüm, hem de etrafımdakilerini anlamlandırabildim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Sonra kendisinin sesini ilk defa duymuş olmaktan dolayı
tuhaf bir heyecan yaşadım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Ve en önemlisi, yaşına ve o zamanın eksik imkanlarına
göre, müzik zevkine, keşfedişine hayran oldum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Timuçin Oral’ı bu programa kadar tanımazken, hem ses
tonuna, hem nezaketine aşırı bir sempati besledim. Engin Bey’e gösterdiği saygıdan
dolayı kendisi ile gurur duydum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Anlayacağınız ikisi ile de çok keyifli bir yol
arkadaşlığı ettim. Keza programda teknik masada onlara eşlik eden ve her
programın sonunda “teşekkür tolga” ile anılan Tolga Dizmen’i bile merak ettim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Evde bu kadar uzun durduğum bir zaman olmasaydı,
algılarım bu kıymetli eserin aynı şekilde kıymetini bilir miydi emin olamasam
da, halen kalbimdeki heyecanla “dünya hali’ni” dinlemenizi şiddetle öneriyorum.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Hiç tanımadığım Osman Tümay’ın katıldığı 2 programda da, ortama
kattığı o güzel neşeyi, zamanla barışamıyorum cümlesini de zihnime kazıdım.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Hiç okumadığım, hakkında fikrim olmayan Buket Uzuner’i sırf
katıldığı programdaki haller nedeni çok şımarık buldum ve aşırı gıcık oldum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"><br /></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJDJbBuibZZdGvc6715_mmyOC9G6pMXBZQk1poLxWs7psKr_-iZlAJzBBQmYHYm8XLymXfP_B2B-XW-Wdln1C_bQWsf9WtuTsKMNnDRjUx-2J-t0MCH-7mevLbtD1nMJSJWAKcy0EADsnL/s2048/20210407_175211.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1351" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJDJbBuibZZdGvc6715_mmyOC9G6pMXBZQk1poLxWs7psKr_-iZlAJzBBQmYHYm8XLymXfP_B2B-XW-Wdln1C_bQWsf9WtuTsKMNnDRjUx-2J-t0MCH-7mevLbtD1nMJSJWAKcy0EADsnL/s320/20210407_175211.jpg" /></a></div><br /><br />Ömer Faruk Tekbilek’i de gerçekten Engin Geçtan sayesinde keşfedip,
sevdim. <o:p></o:p><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"><br /></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP9c36JjzLUqiuAtZBstYz46N_V8LTTXFsXaNoanhrHRM9U-5BrbtSRhvBaEMQSJ4gm0An8VcMIMbrvkxaIDidWl06UeMiJzChekpSVg5OcTddsItIM3sltE09IIMCIUn7_gtHHl2Z2b-4/s1024/-nsjc8q.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em; text-align: center;"><img border="0" data-original-height="1024" data-original-width="526" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjP9c36JjzLUqiuAtZBstYz46N_V8LTTXFsXaNoanhrHRM9U-5BrbtSRhvBaEMQSJ4gm0An8VcMIMbrvkxaIDidWl06UeMiJzChekpSVg5OcTddsItIM3sltE09IIMCIUn7_gtHHl2Z2b-4/s320/-nsjc8q.jpg" /></a></div><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Anlayacağınız ben dünya hali’ni; 20 yıl önce öyle bir program
yapılabilmesini, o zaman konuşulan birçok şeyi bugün aynı normlarda yaşamamızı,
Engin Bey’in nazik tespitlerini, Açık Radyo’nun böylesine özenli işler
üretmesini, Timuçin Oral’ın o kayıtları kitap haline dönüştürmesini ve daha
birçok şeyi çok sevdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Artık özenli, nezaket barındıran şeylerden o kadar uzak
kaldık ki, böylesine güzel bir muhabbete geç de olsa tanık olabildiğim için kendimi şanslı hissediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Ömrümüze ipotek koyulan bu zamanlarda, ruhumuza iyi gelen
her şeye de daha sıkı sarılmamız gerektiğini inanıyorum. <o:p></o:p></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="font-size: 12pt; text-align: left;">Ve Engin Bey’in diğer kitaplarını okuyup, satır aralarına
notlar düşmekten yoruluyorum.</span></div>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Ps. Şans bu ya, bana
en çok hitap eden tespitlerinden biri Buket Uzuner’in katıldığı programdı.
Başlık da o bölümde, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>aslında Unutulmayan Sevgili adlı filmden.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">Ps.2. Kitabı alınca sadece bölüm adlarına bile hayran
kalabilirsiniz. Mesela “varolamamanın parıltısı “<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">ps.3 Üniversite öğrencisi Onur Dokudan'ın o yaşta, o bilgelikteki soruları muhteşem. </span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="font-size: 12pt; line-height: 107%; mso-ansi-language: TR;">ps.4 kitapta her bölümün sonundaki barkodlar ile o bölümde çalan şarkıların olduğu playlistlere erişebiliyorsunuz.</span></p><p class="MsoNormal">ps.5 ve benim için dünya hali'nin favori keşfi; <a href="https://www.youtube.com/watch?v=ldLE8-eQrf0 ">completo incompleto</a> </p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-2331864138222400892021-01-17T12:42:00.004+03:002021-03-11T21:47:42.037+03:00"I'm gonna tell you something you don't want to hear"<p> </p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWBM8UTKqcojLuplAJ7trATb3Sq_5OoB_K3bzeZ5PqBIpAUORA9zf7Gk705x38nnUuRDB5N1If8FWhbwx5-Dh4GhBYQHvJprCzoA4VA-CKkWifS7SrwOODv0NU8TO0ft7tR8EUH_CZeyzj/s2048/20210117_113355.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhWBM8UTKqcojLuplAJ7trATb3Sq_5OoB_K3bzeZ5PqBIpAUORA9zf7Gk705x38nnUuRDB5N1If8FWhbwx5-Dh4GhBYQHvJprCzoA4VA-CKkWifS7SrwOODv0NU8TO0ft7tR8EUH_CZeyzj/s320/20210117_113355.jpg" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-5o4115nz_DI5b2td3mjd7blgRN4uhvUbpVXc5f_eZJMpCp7NfA8Qd7GSGisQekzTLnmGJFvphipoD2VTP4hIJjGu81Fxy0LY0WEHV0fjy0oXNPmWSur5xUJjWf2zwho6BnRYGPEShGed/s2048/20210117_113341.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg-5o4115nz_DI5b2td3mjd7blgRN4uhvUbpVXc5f_eZJMpCp7NfA8Qd7GSGisQekzTLnmGJFvphipoD2VTP4hIJjGu81Fxy0LY0WEHV0fjy0oXNPmWSur5xUJjWf2zwho6BnRYGPEShGed/s320/20210117_113341.jpg" /></a></div><br /><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><o:p> </o:p></span>Hatrısayılır bir
süredir terapiye gidiyorum ya da terapi alıyorum. ( hangisi daha doğru jargon emin olamadım)</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Başlarkenki
amacıma dair keskin cümlelerim olmasa da, artık hayatımın terapiden sonra
çağında olduğunu net olarak itiraf edebilirim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bugünkü aklım
olsaydı sanırım çok daha önce de başlardım da, birilerine önerir miyim emin
olamıyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Herkesin terapi
süreci kendine has olsa da, hayatınız adına bir turnusol kağıdı görevi
gördüğünü söylemem sanırım yanlış olmaz. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Eğer gerçekten
bir değişime niyetliyseniz, hiç kolay değil. Keza bir psikiyatriste hayatınızı
kolaylaştıracağını düşünerek gidiyorsanız, bazı duvarlara çarpmanız da kuvvetle
muhtemel. Bir de sabırsızsanız, bu işler size manasız gelecektir benden ön
uyarısı. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ama sanırım asıl
uyarım ya da kendi tecrübemden çıkarımım, bu sürece dair pek fikir sahibi /
önyargı edinmeden yola koyulmanızın çok daha faydalı olacağı yönünde.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Adım başı terapiyi
gündeme alan diziler, ınstagramdaki sayısız postlar çerçevesinde demesi kolay,
uygulaması zor ama yine de denemeye değer…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ben yolun
kendimce çok ileri noktalarında (bunu bir de doktoruma sormak gerek) halen
terapi odaklı dizi/kitap vb’ye dair bazı önyargılara sahibim ki, yolun başında
onlara aldanıp yargılar edineceklere kolaylıklar diliyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Terapi sürecinden
bahsetmek hem kolay hem de çok zor. Bu işin kuralları var evet ama doğrusu ve
yanlışı biraz da kişiye göre değişiyor. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Buna karşın
Nermin Yıldırım <a href="https://www.kitapkoala.com/kitap/ev-nermin-yildirim-9786051923994">Ev</a> 'de, terapi sürecine dair bazı noktaları çok güzel
anlatmış. Tam da bu sebepten bu yazıyı yazıyorum. Aşağıdaki fotoğraf da benim terapi sürecine dair en ironik bulduğum hallerdendir. Yani terapistlerin hayatlarına dair çok şey bildiği ama görünüşlerine dair hiç fikirleri olmadığı insanlar ile saçma bir tesadüfle denk gelmesi ama ikisinin de bundan haberdar olmaması şeklindeki senaryolar bana hep ironik gelirdi, sonra işte onu Berkun Oya'cım dizi yaptı. </span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"> </span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdkTIXdIJ03hbneu-13nvGEDhaUKovQ7GE2kmh5vml_yqiHtvhH6OKGRVJaKv20LWjox-TXXSZ1Om5UhqlYrNqJNZtLqhjjTby2X212eX0FKcVQUuTj9H20GclbcC_tTxl8oaw02Ds2HoP/s258/tt.jpeg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="258" data-original-width="195" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjdkTIXdIJ03hbneu-13nvGEDhaUKovQ7GE2kmh5vml_yqiHtvhH6OKGRVJaKv20LWjox-TXXSZ1Om5UhqlYrNqJNZtLqhjjTby2X212eX0FKcVQUuTj9H20GclbcC_tTxl8oaw02Ds2HoP/s0/tt.jpeg" /></a></div><br /><o:p></o:p><p></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Konu popüler
gündeminde artan terapi gündemine bağlanınca da, kendimce birkaç izleme notumu
da iletiyim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Elbette ve inatla
Kırmızı Oda izlemiyorum. Gülseren Buğdaycıoğlu denilen kadına da, sebepsiz
önyargılar ekliyorum. Vakti zamanında hasta olarak ona giden insanlara da ciddi
ciddi üzülüyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bir Başkadır’ın
da güzelliği bir yana, süpervizyon kısmı ile “güven unsurunu” epey sarsabilecek
kadar bilinçsizce konuya yaklaştığını düşünüyorum. Buna karşın çok şey de
sorgulama sebep olduğunu itiraf ediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Gain’de
yayınlanmaya başlayan Terapist’i de Muhammet Uzuner’e hayranlığımdan izliyor ve
gayet de beğeniyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ama asıl gözdem, platformlarda
olmadığı için izlemesi zor “<a href="I'm gonna tell you something you don't want to hear">in treatment</a>” ki, olsaydı da herkesin izleyip
seveceğinden epey şüpheliyim. </span>Ben hem sevdim
hem de bağlandım. Sabır yönü kuvvetli olanlara önerebilirim.</p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Tabii bu sürecin
en kötü yanı; kendinizi fazlaca hadiseye kaptırıp, sürekli
insanları incelemeye ve değerlendirmeye başlamanız. Bu bunu şundan yaptı, onun lafı aslına bu
nedenliydi gibi amatörce tespitler insanın kendine burun kıvırmasına sebep
olabilir ki, yakınındakilere neler çektireceğine hiç giremiyorum.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">O nedenle işi
uzmanlarına bırakıp, konuya sanat perspektifinde saklı tutabilen, farkındalığı yüksek ve de kontrollü olanları takdir ediyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yazıya sebep
olan, Nermin Yıldırım’ın Ev kitabını da hapsolduğumuz bu zamanlarda beni
yollara düşürmesi nedeni ile bir solukta okudum. Bazı yazarların, benzer
hikaye iskeleti üzerinden ilerlemesine hem “aynılık” ekseninde eleştirip, hem
de “tanıdıklık” ekseninde seviyorum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bu tutarsızlıkla
da halen fikir bildirmeye devam ediyorum...<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><i>ps. başlık şarkısı Natalie Mccool ve Night Call</i></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-34399884583332312972021-01-03T16:36:00.006+03:002021-01-03T16:36:35.151+03:00"The disease and the cure are one and the same"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dylZjqJKqRTdxYIFp5BfqxMDFGIubypFD6tlTVJxbsmjAp8gPN4L3kKHX3pUa4qQcJAFO3eIPm9XPN-xvNF-w' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><br /><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Uzun süredir
sahip olduğum yeni yıla güney yarım kürede girme hayallerime karşın, ömrü
hayatımda kapıkule dışında geçirdiğim 2 adet 31 Aralık tarihi mevcut. İlki kardan
tüm uçakların gecikmeli kalktığı <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>31
Aralık günü, ilk uçak olma şanı ile zamanında Roma’ya uçabildiğim, pek de güzel
hatırladığım 2015 sonu, diğeri ise ilk defa Barcelona’yı görmeme vesile olan
2019 sonu idi. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yeni yıla nasıl girersen,
tüm yıl da öyle geçirmiş geyiğine inanmayı bıraklı çok oldu elbette vefakat
yine de insan gurbet ellerde başladığı bir yılın sonunda 3 gün sokağa çıkma
yasağına mahkum olunca, yine ve yeniden “böyle mi olacaktı” adlı şahane diziyi
de yadetmeden duramıyor. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yeni yıl üzerine
konuştuğum herkese duruşumu ve kabulümü ilettim, benim için yeni yıl “hafta
sonu sokağa çıkma yasakları” ucundan bile kalkınca başlayacak. Karantina
koşullarım, çoğunluğa göre çok iyi vefakat yine de değişik bir nefese ihtiyacım
var. Devlet ile pazarlık yapılmaz ama hafta sonunu açmayacaklarsa, hafta içinde
bir esneme olsun, bir şeyler değişsin artık diye içsel isyanlardayım ki, halen
3. Sınıf işim için hafta içi işe giden halimle bu isyanlardayım. Allah dağına
göre kar verdiğinden olsa gerek, Haziran ayından itibaren bifiiil işe gidip
geliyorum ki, aksi durumda sokağa çıkma yasağı üzeri evden çalışmayı bünyemin
hazmedebileceğimi pek düşünmüyorum. ( her şerde de bir hayır görmek o kadar da
şart mı doktor?)<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Karamsar olmaktan
imtina ettiğim için, karşıma çıkan yeni yıl heyecanlılarına da, <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>bu hastalık bitmez ve koşullar değişmezken,
takvim değişti diye siz bu umudu neye besliyorsunuz diye de ufaktan ve içimden atarlanıyorum.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Geçen yıl
barcelona’da yeni yıl gecesi için özel hiçbir rezervasyonumuz yoktu, ernest hemingway
barda görmediğim kadar cin’i görüp, yılın son kazığını “peynir tabağı”ndan yemiş,
saat 12.00’ye de kalabalık bir grubun olduğu restorana “ biz de spontan”
olabiliriz diyerek girmiştik. Büyük dileklerim falan yoktu, sonuçta 2019 da
bitebiliyordu “işte sağlık olsundu, bu yılda da yepyeni yerler görmek kısmet
olsundu ve elbette ve biran evvel yepyeni bir işim olsun”du. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Yıllar yıllar
sonra yeni yıla Bandırma’da ömrü hayatım boyunca rezervasyon şartı
gerektirmeyecek evimde girerken de, bambaşka şartlar ve aynı dileklerdeyim. İş dileğim
daha elzem ve öncelikli…basit dediğimiz hayalleri daha da basite indirgeyerek,
maskesiz hayallere düşüyordum. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Her koşul ve
şartta (lkeler değişik, ümitler aynı ben araftayken) eskiyi uğurlamak ve yeniye
umutlanmak için de bir deniz kenarından daha güzel bir yer olamayacağına
inanıyordum. Geçen sene 1 ocak’ta kendime not minvalinde instagramda koyduğum
fotoğrafa, bu sene de bloğumda rüzgarı ile ünlü evimden çentik atmaya karar
verdim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kendimce ardışık
tekrarlardan ritüel yaratmaya bayıldığım için de, bundan sonraki yeni yıllar
için de zihnime bir deniz kenarı hatırası ile not düşmek gibi bir heves
edindim. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kendime söylüyorum
da laf dinlemiyorum gibi olmasın diye, kendimden başlayarak hepimiz için de aşırı
doz iyimserlik diledim. <span style="mso-spacerun: yes;"> </span><o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Allah da kader de
utandırmasın. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><b><i>Bu yıla dair
acabalarım..</i></b></span></p><p class="MsoNormal"><span> </span>Acaba artık o
dövme’nin zamanı geldi mi?</p><p class="MsoNormal"> Acaba artık o
köpek ile buluşma vakti geldi mi?</p>
<p class="MsoNormal">ps. başlık şarkısı "you look like summer" sözü ile beni hep aynı an'a ışınlayabilen "in the shade of sun"dan...</p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3159802013247046083.post-47025564978745933292021-01-01T09:47:00.005+03:002021-05-01T19:32:31.967+03:00"beauty lays behind the hills, the sun will be guiding you"<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh55q8ReaJ6WYM26midOVvmFwfjUCcn6mvVJKieSDSMRj1q0XzgqligHIAkGXGi5gtxuype1o6lSRocGncgtPe3yg3HEht7ih4CeudWrNQ1SpHP596fArch00Vm29U5cE0IYw1sSkbl1bye/s2048/20201230_070444.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1536" data-original-width="2048" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh55q8ReaJ6WYM26midOVvmFwfjUCcn6mvVJKieSDSMRj1q0XzgqligHIAkGXGi5gtxuype1o6lSRocGncgtPe3yg3HEht7ih4CeudWrNQ1SpHP596fArch00Vm29U5cE0IYw1sSkbl1bye/s320/20201230_070444.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ömrümün hisar
durağı…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">En çok durduğum,
en çok koştuğum 2020 yılında, ağırlık merkezim Anadolu hisarı oldu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Bundan önce yaşadığım yerlerde evimle ilişkim
genelde first in last out stratejisi iken, 2020’de önce kendi tercihimle evime gider
oldum. Devamında zorunluluktan evde kalma zamanları geldi ki, bahar sağolsun hem ışık, hem
kuşlar bir şekilde huzur verdi bana. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ve en önemlisi
hisar yolları, en eski en yeni yol arkadaşım oldu…Mart ayından itibaren başlama
ve bitiş noktaları aynı, kaç farklı rota çizdim. Güzel boğaz görüntüleri, gün
geldi karanlıkta kaldı. Mevsimsel tereddütler, yorgunluklar bir deneyelim mi ile geride
kaldı. Zorlandım, korktum, mutlu oldum ama hiç pişman olmadım. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Tam da bu nedenle,
boş ders diye nitelendirilecek 2020’deki en büyük iyi ki’m koşmak oldu…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Kaç adım
atarsanız atın, nerede koşarsanız koşun, başladığınız ruh hali ile bitirdiğiniz
ruh hali aynı değil. Sanırım koşmanın büyüsü de tam olarak bu. <o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Zihnimden geçen
sayısız düşünce, şarkılarla ışınlandığım sayısız an, rüyaları anlaya çalışarak
atılan adımlar, kızgınlıkla hızlanan bacaklar..dışarıdan bakanların anlamlandıramayacağı,
sadece içinde olanların anlayabileceği bir dil gibi.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Hayata dair en
büyük motivatörlerim, güneş ve deniz..Yakın olduğum her an bir tatlı
huzur..Gözümün görebildiğini belki ama ruhumun hissedebildiğini belgelemem
imkansız…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">O nedenle benim "bir başka”dırım Hisar yolları…<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Ve onca sis,
rüzgar, ayazlı geceden kalma sabahlara karşın, İstanbul’da yılın son koşusunda
havanın güzelliği, gökyüzündeki ay ve onun boğazdaki muhteşem yansıması her
zorluğa karşın sabredenlerin ve vazgeçmeyenlerin sahip olabildikleri konusunda
pozitif ayrımcı olmama sebep oluyor.<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Keza yeni yılda
da, bunu unutmamaya çalışarak ve dünyaya rağmen kendimi oyalayacak yollar bulma
hedefim var… sonrasını öngörmeyi de planlamayı da zaman kaybı olarak görüyorum.
<o:p></o:p></span></p>
<p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;">Biraz iyimserlik
ve de umut’a ise hiçbir zaman hayır demem…<o:p></o:p></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><i>ps. bu yıla başlarken denk geldiğim canım <a href="https://www.youtube.com/watch?v=FgMXMB-sOoU&t=14s">Max Richter'in moonlight re-edit'ini </a>de fotoğrafla uyumu kapsamında buraya iliştiriyorum. </i></span></p><p class="MsoNormal"><span lang="TR" style="mso-ansi-language: TR;"><i>ps.2 başlık şarkısı ise, yazı ile uyumu çerçevesinde run boy run ile woodkid...</i></span></p>malumafatrushttp://www.blogger.com/profile/18202649251396635814noreply@blogger.com0